English
EXERCISE STUDY : English Turkish military
TATBİKAT ÇALIŞMASI:Bir harita tatbikatı, bir savaş oyunu, bir dizi kurs, bir müzakere grubu, veya bir harekat analizi şeklinde olabilecek bir faaliyet
EXERCISE TERM : English Turkish military
TATBİKAT TERİMİ:Bir deneme, çalışma veya tatbikatı belirtmek için özel olarak kullanılan, normalde gizlilik derecesi olmayan iki kelimeden oluşan bir terim. Bir tatbikat terimi, gerçek harekat emirlerinden, karışıklığa sebep olacak emirleri ayırt etmek amacıyla kullanılır
EXERCISED FILLED MINE : English Turkish military
TATBİKAT İÇİN DOLDURULMUŞ MAYIN:Deniz mayın harbinde, patlayıcı yerine konmuş patlayıcı olmayan maddeler ve gösterici aygıta da haiz bir mayın. Ayrıca bakınız: "explosive filled mine; fitted mine; mine"
EXERCISER : English Turkish military
FÜZE KONSTRÜKSİYON DENEME MAKİNASI (HV.):Bir füzenin tabi olduğu gerilme ve titreşimleri meydana getiren ve konstrüksiyon bütünlüğü bakımından füzenin denenmesinde kullanılan bir makina
EXFILTRATION : English Turkish military
SIZMA:Personel veya birliklerin, düşman kontrolü altında bulunan bölgelerden başka bölgelere nakledilmesi
EXHAUST DEFLECTING RING : English Turkish military
EGZOZ İNHİRAF HALKASI (HV.):Aracın kontrolü maksadıyla bir nozülün ucuna, egzoz akıntısı içinde ekseni etrafında dönecek şekilde monte edilmiş bir halkadan ibaret kontrol yüzeyi (jetavator)
EXHAUST STREAM : English Turkish military
EGZOZ AKINTISI (HV.):Bir roket veya diğer tepkili motorun mözülünden çıkan atomik ve radyan partiküllerden ibaret gaz halinde akıntı. Özellikle jet motoru söz konusu olduğu zaman, buna "jet stream" de denir
EXHIBIT : English Turkish military
TEŞHİR, GÖSTERMEK, VESİKA, İBRAZ ETMEK, DAVA AÇMAK:
EXILE : English Turkish military
SÜRGÜN, SÜRGÜN ETMEK:
EXISTANCE LOAD : English Turkish military
EK SAVAŞ YÜKÜ, EK MUHAREBE YÜKÜ:Savaş yükü dışında kalan ve muharip askerleri desteklemek ve himaye etmek için gerekli, ferdi ve çevre korunmasının arttırılması bakımından lüzumlu olan ve normal olarak şahıslar üzerinde taşınmayan maddelerden ibarettir. Ayrıca bakınız: "fighting load"
EXISTED PRIOR TO SERVICE : English Turkish military
ASKERLİKTEN ÖNCE MEVCUT:Tıbbi teşhisler arasına katılan bir terim. Bu terim; sakatlık veya hastalığın
ya da bunları meydana getiren nedenlerin- şahısta, askere alınmadan önce mevcudiyetinin kati şekilde anlaşıldığını bellrtmek için kullanılır
EXIT : English Turkish military
ÇIKIŞ:Bir yordama en son icra edilen ve genellikle yordamdan programın başka bir bölümüne veya bir kontrol yordamıyla giden bir komut.
ÇIKIŞ YERİ: Özellikle dağlık arazide, boğaz ve geçitlerin düzlüğe çıkan ağızlardan herhangi biri.
ÇIKIŞ: Bu gibi yerlerden düzlüğe çıkış.
ÖLÜM: "age of exit". Ölüm anındaki yaş
EXIT ROAD : English Turkish military
ÇIKIŞ YOLU:Bir çıkarma bölgesinden veya bir kıyı başından müteakip harekat alanına giden yol
EXOATMOSPHERE : English Turkish military
Bak. "nuclear exo atmospheric burst"
EXOSPHERE : English Turkish military
EGZOSFER:Arz atmosferinden kurtulmuş moleküllerin önemli maliyet arzettiği bölge. Egzosfer tabanının 200 mil olduğu ve 625 mile kadar uzandığı sanılmaktadır
EXOTIC FUEL : English Turkish military
YÜKSEK ÇEKİŞLİ YAKIT (HV.):Daha yüksek çekiş kuvvetine erişmek maksadıyla uçak ve rokette kullanılmak üzere meydana getirilmiş istisnai yakıt karışımı
EXPANSION BED CAPACITY : English Turkish military
YATAK ARTIRMA KAPASİTESİ:Hasta koğuşları ve hastalara ayrılmış odalarda, yatak merkezinden, yatak merkezine
80 m. (ortalama
5 m2) hesabıyla kurulabilecek yatak miktarı olarak ölçülen hasta yatakları sahası. Buna "bed expansion allowance" da denir
EXPANSION RATIO : English Turkish military
GENİŞLEME ORANI:Jet ile tahrikte, gaz sıkıştırma boğazı (nozzle) iri sahasının çıkış sahasına oranı
EXPATRIATION : English Turkish military
VATANDAŞLIKTAN ÇIKARMA, VATANDAŞLIKTAN ISKAT:
EXPECTED : English Turkish military
BEKLENDİK, ÜMİT EDİLEN, BEKLENEN:
EXPECTED LIFE OF AN ITEM : English Turkish military
MUHTEMEL KULLANMA SÜRESİ:Maddelerin hizmetten çıkarılmaları muhtemel yaş ortalaması. Ayrıca bakınız: "supply replacement factors and consumption rates"
EXPEDIENT : English Turkish military
ACELE ÇARE, YARDIMCI:Bir görevi başarmak için alelacele tedarik edilen vasıtalar veya bulunan usuller. Ayrıca bakınız: "field expedient"
EXPEDITION : English Turkish military
YURTDIŞI SEFERİ HAREKAT:Anayurt sınırları dışında yapılan seferi harekat; denizaşırı yerlerde yapılan seferi harekat
EXPEDITIONARY FORCE : English Turkish military
YURTDIŞI SEFER KUVVETİ:Yabancı bir memlekette özel bir maksadın yerine getirilmesi için teşkil edilmiş silahlı bir kuvvet
EXPEDITIONARY FORCE MESSAGE : English Turkish military
YURTDIŞI SEFERİ KUVVET MESAJI:Amerika Birleşik Devletlerinde bulunanlar ile denizaşırı ülke ve dış topraklarda bulunan ve denizaşırı komutanlıklardaki askeri daireler emrine verilmiş veya. bunlara tahsis edilmiş askeri personel ve Amerika Milli Kızıl Haçı personeli arasında haberleşmeyi kolaylaştırmak üzere kullanılan, belirli bir telsiz mesajı metni
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani