English
FREIGHT SHIPMENT : English Turkish military
YÜK SEVKİYATI:Bak. "shipment"
FREIGHT TON : English Turkish military
MESAHA TONU:Bak. "measurement ton" ve "ton"
FREQUENCY : English Turkish military
SIKLIK, SIRA DİZİ:
FREQUENCY (ELECTRONIC) : English Turkish military
FREKANS (ELEKTRONİK):Periyodik bir olayın, bir zaman birimi içindeki tekerrür adedi. Elektriki frekanstan bahsederken zaman birimi olarak saniye kullanılır. Örneğin, saniyede
000 sikl'dir. Telsiz frekanslar, saniyede kilosikl olarak aşağıda gösterilen şekildedir: Çok alçak frekans (very low frequency, VLF) 30 dan aşağı, alçak frekans (low frequency LF)
orta frekans (medium frequency MF)
yüksek frekans (high frequency HF)
çok yüksek frekans (very high frequency VHF)
ultra yüksek frekans, UHF)
süper yüksek frekans (super high frequency, SHF)
son derece yüksek frekans (extremely high frequency, EHF)
FREQUENCY BAND : English Turkish military
FREKANS BANDI:Muhabere ve elektronikte; iki terminal frekans arasında uzanan devamlı bir frekanslar dizisi
FREQUENCY COUNT : English Turkish military
TEKERRÜR HESABI:Bak. "frequency distribution"
FREQUENCY DISTRIBUTION : English Turkish military
TEKERRÜR DAĞILIMI, TEKERRÜR HESABI:Kriptografide açık veya kriptolu metinlerdeki nisbi tekerrür miktarının sayılması. Buna "frequency count" da denir
FREQUENCY MODULATION : English Turkish military
FREKANS MODÜLASYONU:Taşıyıcı dalga frekansının modülasyon istihbaratına göre değiştirildiği bir modülasyon usulü
FREQUENCY SHIFT KEYING : English Turkish military
FREKANS KAYMALI GÖNDERME:Bir telgraf veya bilgi kodu işaret ve aralık unsurlarını, taşıyıcı dalga frekansı sabit bir miktar kaydırılarak gönderme usulü
FREQUENCY SPECTRUM : English Turkish military
FREKANS TAYFI, FREKANS SPEKTRUMU (HV.):Titreşim sayısı veya bir zaman biriminde çevrim olarak alçak bir frekanstan yüksek bir frekansa uzanan frekanslar dizisi
FRESH TARGET : English Turkish military
YENİ HEDEF:Gözetleyici veya tanzimci tarafından ateş gemisine ateşin bilgisayar hesapları sonucuna istinaden düzeltme yapılarak orijinal hedefinden yeni hedefe kaydırılması yolunda bir istek veya emir
FRICTION : English Turkish military
UYUŞMAZLIK, İHTİLAF, SÜRTÜŞME:
FRICTION PRIMER : English Turkish military
SÜRTMELİ FÜNYE:Bir top fünyesi çeşidi. Bu fünye; tırtıllı bir teli veya tıkacı, infilak maddeleri karışımı içinden çekmek suretiyle ateşlenir
FRIENDLY : English Turkish military
DOST:Dost olarak tanımlanan bir temas. Ayrıca bakınız: "bogey", "hostile"
FRIGATE : English Turkish military
FIRKATEYN:Denizaltı, hava ve su üstü tehditlerine karşı tek başına veya vurucu kuvvet, denizaltı savunma harbi veya amfibi kuvvetlerle birlikte harekata katılan bir harp gemisi (Normal silahları,
5 inchlik çift maksatlı toplar ve gelişmiş denizaltısavar savaş silahlarıdır). FF olarak adlandırılır. Ayrıca bakınız: "guided missile frigate"
FRIGHTEN : English Turkish military
KORKUTMAK, ÜRKÜTMEK:
FRINGE ITEM : English Turkish military
STOK DIŞI DAĞITIM MADDESİ, SARFA TABİ MADDE:Dağıtımına yetki verilip, stoklanmasına yetki verilmemiş madde
FRINGING GROOVE : English Turkish military
KESİNTİ KANALI:Sevk çemberlerinin namlu içindeki seyri esnasında bıraktığı metali toplamak için, bu çemberin üzerinde bulunan girintili kısım. Metalin bu şekilde toplanması ile sevk çemberinin gerisinde bir saçak meydana gelmesi önlenmiş, böylece, merminin isabet derecesi ve menzili arttırılmış olur. Ayrıca bakınız: "groove"
FRONT : English Turkish military
CEPHE:Bir unsur tarafından bir yanın en ucundan, öbür yanın en ucuna kadar işgal edilen saha
FRONT LINE : English Turkish military
İLERİ HAT, CEPHE HATTI:Herhangi bir taktik durumda en çok ilerleyen birliklerin teşkil ettiği hat. Buna (line of battle) ve kısaca (line) da denir
FRONT VIEW : English Turkish military
UÇAĞIN ÖNDEN GÖRÜNÜŞÜ:Bak. "coming flight"
FRONTAGE : English Turkish military
CEPHE GENİŞLİĞİ:Bir düzen dahilindeki bir unsur tarafından işgal edilen veya muharebede bir birlik tarafından tutulan bir yandan bir yana saha
FRONTAL ATTACK : English Turkish military
CEPHE TAARRUZU (SAVUNMA BAKANLIĞI, NATO):
Düşman cephesine karşı yapılan ana taarruzun yer aldığı taarruz manevrası.
Hava önlemesinde, 135° dereceden büyük bir ileri geçiş açısıyla sonuçlanan bir önleme uçağının yaptığı taarruzdur
FRONTAL FIRE : English Turkish military
CEPHE ATEŞİ:Hedefin cephesine 90° lik bir açı ile tevcih edilen ateş. Ayrıca bakınız: "enfilade fire"
FRONTAL SECURITY : English Turkish military
CEPHE EMNİYETİ:İlerleyen bir kuvvetin ileriye doğru olan sahadaki emniyeti. Cephe emniyeti bir öncü tertibatı ile sağlanabilir
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani