Multilingual Turkish Dictionary

English

English
TOWING ENGINE : English Turkish military

YEDEK HALATLI AYAR MOTORU:Bak. "tow motor"

TOWING VEHICLE : English Turkish military

CER ARACI; ÇEKİCİ ARAÇ:Bak. "prime mover"

TOWN FOG : English Turkish military

BUZLU ŞEHİR SİSİ; BUZLU SİS:Çok düşük hava sıcaklığında (-
59°) oluşan buzlu sis. Bölgesel olarak oluşan ılık rutubetli havanın çevredeki soğuk hava ile uyuşamaması yüzünden, buzlu sis genellikle meskun yerlerin üzerinde görünür. Buzlu sis, çok düşük hava sıcaklıklarında kıtaların, sığır sürülerinin ve benzeri şeylerin üzerinde bulunabilir

TOXIC : English Turkish military

TOKSİK; ZEHİRLİ:Vücuda zararlı etkisi olan

TOXIC ALARM SYSTEM : English Turkish military

ZEHİRLİ GAZ ALARM SİSTEMİ; TOKSİK ALARM SİSTEMİ:Kimyasal, biyolojik veya nükleer bir taarruz ikazı vermek için kullanılan herhangi bir alarm sistemi

TOXIC ATTACK : English Turkish military

TOKSİK TAARRUZ; ZEHİRLİ GAZ TAARRUZU:Zararlı nükleer, biyolojik veya kimyasal menşeli maddeler kullanarak insan, hayvan ve bitkilere yöneltilmiş taarruz

TOXIC CHEMICAL AGENT : English Turkish military

ZEHİRLİ KİMYASAL SAVAŞ MADDESİ:Haricen tatbik olunduğu, teneffüs edildiği veya yutulduğu zaman vücutta zararlı etkisi görülen kimyasal savaş maddesi. TOXIC CHEMICAL, BIOLOGICAL OR NUCLEAR ATTACK:TOKSİK KİMYASAL, BİYOLOJİK VEYA NÜKLEER TAARRUZ:Zararlı nükleer, biyolojik veya kimyasal kaynaklı maddeler kullanarak insana, hayvanlara veya bitkilere yöneltilmiş taarruz

TOXIC GAS : English Turkish military

ZEHİRLİ GAZ; TOKSİK GAZ:Bak. "casualty gas"

TOXIC GAS YARD : English Turkish military

ZEHİRLİ GAZ DEPOSU; TOKSİK GAZ DEPOSU:Zehirli gazları depolamak amacıyla yapılmış çatısız yer

TOXIC WARFARE : English Turkish military

TOKSİK SAVAŞ:Nükleer, kimyasal ve biyolojik maddelerle zarar verdirmek için yapılan saldırı

TOXIN AGENT : English Turkish military

TOKSİN MADDE:İnorganik zehirlerden ayrı olarak bitkisel veya hayvansal bir organizmanın metabolizmasında salgılanan özel bir madde şeklinde oluşan zehir. Böyle zehirler aynı zamanda sentetik yöntemler ile de imal edilebilmektedir

TRACE : English Turkish military

ÇİZME:Yapılacak bir siper veya tahkimat için, bir harita veya arazi üzerine, bu siper veya tahkimatın geçeceği yerleri çizgi ile göstermek

TRACER : English Turkish military

HAMULE YER BİLDİRİM İSTEĞİ:Bir hamulenin bulunduğu yeri bildirmek için nakliye şirketine yapılan talep

TRACER AMMUNITION : English Turkish military

İZLİ CEPHANE:Bak. "tracer"

TRACER CONTROL : English Turkish military

MERMİ İZİ İLE NİŞAN ALMA:İzli mermi yollarını gözetlemek suretiyle yapılan atış tanzimi

TRACER CONTROL TRAINER : English Turkish military

MERMİ İZİ İLE NİŞAN ALMA ALETİ:İzli mermiler kullanarak nişancılara atış idaresi eğitimi yaptırmakta kullanılan alet

TRACER HUMP : English Turkish military

İZ BÜKÜMÜ:İzli mermi demetinde çengel ya da yay şeklinde görülen imge

TRACER OBSERVATION : English Turkish military

İZ GÖZETLEMESİ; İZLİ MERMİ GÖZETLEMESİ:İzli mermilerinin gözetlenmesi

TRACER SENSING : English Turkish military

İZ GÖZETLEME İLE KIYMETLENDİRME:İz gözetlemesi yöntemi ile merminin hedefe göre bulunduğu yer hakkında yapılan kıymetlendirme

TRACER STREAM : English Turkish military

İZLİ MERMİ DEMETİ:Seri olarak atılan izli mermilerin topluca oluşturdukları iz yolu

TRACER WAND TRAINER : English Turkish military

İZ GÖZETLEMESİ EĞİTİM ALETİ:Nişancılara, izli mermilerin gözetlenmesine dayanan atış idaresi eğitimi yaptırılmasında kullanılan basit alet. İnce uzun bir sopanın ucundaki küçük kırmızı bir elektrik feneri izli mermiyi temsil eder

TRACING PAPER METHOD : English Turkish military

ŞEFFAF KAĞITLA KESTİRME YÖNTEMİ:Bak. "tracing paper resection"

TRACING PAPER RESECTION : English Turkish military

ŞEFFAF KAĞITLA KESTİRME; SAMAN KAĞIDI USULÜ KESTİRME:Bir çeşit geriden kestirme usulü. Bu yöntemde bir gözetleyicinin mevkii, bilinen diğer noktaların yardımı ile ve aydınger kağıdı kullanılarak, harita üzerine tespit edilir. Bu işi yapmak için, gözetleyicinin mevkii bilinen arazi noktalarına kıyasla çizilen hatlar ve açılar vasıtasıyla belirtilir. Aydınger kağıdı harita üzerine konur ve kağıt üzerine çizilmiş hatların her biri bilinen noktanın haritadaki mevkiine oturuncaya kadar kaydırılır. Gözetleyicinin mevki, aydınger kağıdı üzerindeki hatların kesiştiği yerin delinmesi suretiyle haritaya geçirilir. Buna "tracing paper method" da denir. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):TAKİP ETMEK; İZLEMEK:Kıymetlendirme levhası üzerinde gösterilen ilgili bir dizi temas. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):İZLEMEK:Hareket halindeki bir nesnenin iz durumlarını göstermek veya kaydetmek. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):BAĞLANMA:Bir intisar noktasına bağlanmak ve oradan bilgi elde etmek. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):TAKİP ETMEK:Bir top veya kestirme cihazını hareket halindeki bir hedefe yöneltilmiş durumda tutmak. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):ZEMİNE NAZARAN YOL:Bir uçağın veya bir geminin arz yüzeyine göre takip ettiği fiili yol. Rota planlanmış yol, yere nazaran yol ise fiilen takip edilen yoldur. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):TIRTIL; PALET:Bir tam veya yarı paletli aracın üzerindeki hareket ettiği iki şeritten biri. TRACK (DOD, IADB) (ABD SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):KIZAK:Hareket eden bir cismin üzerinde kaydığı madeni kısım. Örneğin, bir aracın içinde monte edilmiş makinalı tüfeği hareket ettirmek için konmuş çevresel yol

TRACK (NATO) : English Turkish military

TAKİP ETMEK:Bir top veya kestirme cihazını hareket halindeki bir hedefe yöneltilmiş durumda tutmak

TRACK AND FIELD : English Turkish military

ATLETİZM:Bir parkur ve çevresinde yapılan atletik faaliyetler. TRACK AND GROUND SPEED WIND VELOCITY:YOL VE YER SÜRATİNE GÖRE RÜZGAR HIZI:Baş ("heading") , gerçek hava sürati, yol ("track") ve yer süratinin bilinmesiyle hesaplanan rüzgar hızı