Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ADVENTITIOUSNESS : English Turkish

n. rastlantı eseri olma, tesadüf, kaza eseri olma; şekil değiştirme, devam etmeyiş

ADVENTURE : English Turkish

n. macera, serüven, tehlikeli iş, risk, spekülasyon, vurgunculuk

ADVENTURE : English Turkish

v. tehlikeye atmak, riske atmak, atılmak, yeltenmek

ADVENTURE ONESELF : English Turkish

v. tehlikeyi göze almak, cesaret etmek

ADVENTURE PARK : English Turkish

macera parkı, macera sporlarının yapıldığı park (kaya tırmanışı, kayıkçılık, vs. gibi)

ADVENTURE STORY : English Turkish

macera romanı

ADVENTURER : English Turkish

n. maceraperest, serüvenci, spekülatör, vurguncu, dolandırıcı

ADVENTURESOME : English Turkish

adj. cesur, gözüpek, atılgan

ADVENTURESS : English Turkish

n. maceraperest kadın, serüvenci kadın, spekülatör kadın, dolandırıcı kadın

ADVENTURISM : English Turkish

n. maceraperestlik, serüvencilik

ADVENTUROUS : English Turkish

adj. maceraperest, gözüpek, cesur, cüretli, cesaret isteyen, tehlikeli, riskli

ADVENTUROUS JOURNEY : English Turkish

maceralı seyahat, heyecanlı ve sıradışı olaylarla dolu yolculuk

ADVENTUROUSLY : English Turkish

adv. cesaretle

ADVENTUROUSNESS : English Turkish

n. maceraperestlik, cüret, korkusuzluk; çılgınlık, pervasızlık

ADVERB : English Turkish

n. zarf, belirteç

ADVERBIAL : English Turkish

adj. zarf, zarf niteliğinde

ADVERBIAL CLAUSE : English Turkish

zarf tümcesi, fiiller, sıfatlar ve diğer belirteçleri tamlamak için kullanılan cümle öğesi

ADVERBIAL PHRASE : English Turkish

n. zarf niteliğindeki ifade

ADVERBIALISE : English Turkish

v. belirteçleştiren, bir belirtece şekil vermek (ayrıca adverbialize)

ADVERBIALIZE : English Turkish

v. belirteçleştiren, bir belirtece şekil vermek (ayrıca adverbialise)

ADVERBIALLY : English Turkish

adv. zarf halinde, zarf şeklinde, bir fiili tamlama niteliğinde (Gramer)

ADVERSARY : English Turkish

n. düşman, rakip, karşı kimse, hasım, muhalif, iblis

ADVERSARY : English Turkish

n. şeytan

ADVERSARY SYSTEM : English Turkish

mücadeleci sistem, ihtilaf halindeki iki tarafın bir davayı tartıştıkları hukuk sistemi (örneğin, savunma ve zulüm)

ADVERSATIVE : English Turkish

adj. karşıt fikir belirten, aksi düşünce bildiren