Multilingual Turkish Dictionary

English

English
ADVERSATIVELY : English Turkish

adv. muhalif bir şekilde, aykırı veya dirençli bir şekilde

ADVERSE : English Turkish

adj. ters, aksi, zıt, karşıt, aleyhte

ADVERSE BALANCE : English Turkish

ilanço açığı

ADVERSE BALANCE OF TRADE : English Turkish

n. bilanço açığı

ADVERSE EVIDENCE : English Turkish

olumsuz kanıt, aleyhinde bir duruma neden olan delil, bir davada karşı tarafa hizmet eden kanıt (Hukuk)

ADVERSE JUDGMENT : English Turkish

n. aleyhte yargı

ADVERSE TITLE : English Turkish

karşı iddia, olumsuz ayrıcalık, muhalif gerçek

ADVERSE TRADE BALANCE : English Turkish

olumsuz ticari denge, bir kaynaktan daha yüksek diğerinden daha düşük olan ticaret seviyesi

ADVERSE WIND : English Turkish

ters yönden esen rüzgar, ilerlemeyi engelleyen rüzgarlar (yelkenli teknede, vs.)

ADVERSE WITNESS : English Turkish

karşı tanıklık, aleyhinde bir duruma neden olan delil gösteren tanık, bir davada karşı tarafa yardımcı olan delil sunan tanık (Hukuk)

ADVERSELY : English Turkish

adv. olumsuz olarak, zararlı bir şekilde, muhalefet ederek, daha kötü olmak için; aleyhinde çalışmak

ADVERSENESS : English Turkish

n. muhalefet, karşıt olma; olumsuzluk, düşmanlık, husumet

ADVERSITY : English Turkish

n. sıkıntı, zorluk, güçlük, şanssızlık

ADVERT : English Turkish

n. reklâm [brit.], ilan [brit.], duyuru [brit.]

ADVERT : English Turkish

v. değinmek, bahsetmek

ADVERTENCE : English Turkish

n. dikkat, ilgi, farkındalık

ADVERTENCY : English Turkish

n. dikkat, ilgi, farkındalık

ADVERTENT : English Turkish

adj. dikkatli, düşünceli, özenli; itinalı

ADVERTENTLY : English Turkish

adv. isteyerek, dikkatlice, özenle; dikkatle, düşünceli bir biçimde

AN AWFUL LOT : English Turkish

n. oldukça büyük miktar

AN EASY LAY : English Turkish

n. kolay erkek, kolay kız

AN ELEMENT OF RISK : English Turkish

n. risk faktörü

AN ERROR OCCURRED : English Turkish

hata oluştu, bir yanlış yapıldı, yanlış hesaplama yapıldı

AN ILIAD OF WOES : English Turkish

n. uzun uzun dert yanma, dertli uzun hikâye

AN IRON HAND IN A VELVET GLOVE : English Turkish

tatlılıkla gizlenen sertlik