Multilingual Turkish Dictionary

English

English
AN OFFICER AND A GENTLEMAN : English Turkish

Subay ve Centilmen, Richard Gere’in rol adlığı 1982 yapımı popüler bir film

AN OLD FLAME OF MINE : English Turkish

n. eski sevgilim, eski göz ağrım

AN OPEN DOOR MAY TEMPT A SAINT : English Turkish

açık bir kapı bir azizi bile baştan çıkarabilir, altın bir fırsat en masum ve saf insanın bile günah veya bir şekilde ahlaksız bir şey yapması için ikna edebilir

AN OPEN SORE : English Turkish

açık yara, kanayan yara

AN OUNCE OF PREVENTION IS WORTH A POUND OF CURE : English Turkish

irazcık tedbir tedaviden iyidir, birazcık önleyici bakım daha sonra gelecek olan onarımları önleyebilir; bir sorunla daha kötü olmadan önce ilgilen

AN OUTRAGE UPON DECENCY : English Turkish

n. ırza tecavüz, tecâvüz

AN OUTRAGE UPON JUSTICE : English Turkish

n. hak çiğneme, adaletsizlik

AN UNBROKEN CUSTOM : English Turkish

n. öteden beri süregelen gelenek

AN UNDERSTANDING WAS REACHED : English Turkish

uzlaşma sağlandı, anlaşma sağlandı, herkes aynı düşünceleri paylaştı

AN UNKIND CUT : English Turkish

n. dokunaklı söz

AN UNMITIGATED LIAR : English Turkish

n. tam bir yalancı

ANA : English Turkish

Amerikan Hemşireler Birliği, Amerikan tıbbi hemşireler derneği

ANA : English Turkish

n. ana, eşyalar koleksiyonu (özellikle belirli bölge veya kişi, vs. simgeleyen); antoloji, seçmeler; derlemenin bir kısmı, antolojiden bir bölüm

ANABAENA : English Turkish

n. anabaena, bir tür tatlı su yosunu

ANABAPTISM : English Turkish

n. anabatizm, vaftize karşı çıkan mezhep

ANABAPTIST : English Turkish

n. anabatist, vaftize karşı çıkan kimse

ANABASINE : English Turkish

n. anabasine, böcek ilacı

ANABASIS : English Turkish

n. bir ordunun ilerleyişi, uzun askeri yürüyüş, sefer; askeri ilerleme; riskli askeri ricat

ANABATIC : English Turkish

adj. anabatik, (Meteoroloji) sıcak havanın yukarıya doğru akımında oluşan (rüzgâr ile ilgili)

ANABATIC WIND : English Turkish

n. anabatik rüzgar, (Meteoroloji) havanın yukarıya doğru akımı nedeniyle oluşan rüzgâr, yamaç esintisi

ANABIOSIS : English Turkish

n. dirilme, hayata dönme, yeniden yaşama dönme

ANABIOTIC : English Turkish

adj. anabiyotik, dirilmeyle ilgili, canlandırma ile ilgili

ANABOLIC : English Turkish

adj. yapıcı metabolizma, yapıcı metabolizma süreci ile ilgili, basit cisimlerden bileşik cisim yapmak ile ilgili

ANABOLISM : English Turkish

n. anabolizma, özümleme olayları bütünü

ANABOLITE : English Turkish

n. anabolit, anabolik etkime ürünü (doku yapma süreci, basit cisimlerden bileşik cisimler geliştirilmesi)