Multilingual Turkish Dictionary

French

French
DÉMUSELER : French Turkish

"(hayvan) burunsalığını çıkarmak; salıvermek, serbest bırakmak"

DÉMYSTIFICATION : French Turkish

[la] gözünü açma

DÉMYSTIFIER : French Turkish

gözünü açmak

DÉMÂTER : French Turkish

"(gemi) direklerini kaldırmak; direkleri kırılmak"

DÉMÉNAGEMENT : French Turkish

[le] taşınma

DÉMÉNAGER : French Turkish

"taşımak, nakletmek; taşınmak, göç etmek"

DÉMÉNAGEUR : French Turkish

"[le] nakliyeci; ev (eşyası) taşıyıcısı"

DÉMÉRITE : French Turkish

[le] ayıp, kusur

DÉMÉRITER : French Turkish

kusur işlemek

DÉMÉRITER AUPRÈS DE QN : French Turkish

gözünden düşmek

DÉMÊLAGE : French Turkish

[le] (yün) tarama, çözme

DÉMÊLER : French Turkish

"çözmek, açmak; ayırt etmek, seçmek; meydana çıkarmak, aydınlatmak"

DÉMÊLÉ : French Turkish

[le] dalaş, kavga, çekişme

DÉNATALITÉ : French Turkish

[la] doğum azalması

DÉNATIONALISATION : French Turkish

[la] özelleştirme

DÉNATIONALISER : French Turkish

"ulusal niteliğini bozmak; özelleştirmek"

DÉNATURER : French Turkish

"niteliğini değiştirmek; başka kılığa sokmak, olduğundan başka göstermek"

DÉNATURÉ : French Turkish

"niteliği değiştirilmiş; doğaya aykırı; duygusuz, kötü, hayırsız"

DÉNEIGEMENT : French Turkish

[le] karlarını temizleme

DÉNI : French Turkish

[le]

DÉNI DE JUSTICE : French Turkish

"yargıcın davaya bakmaktan kaçınması; adaletsizlik"

DÉNIAISER : French Turkish

"gözünü açmak; masumluğunu gidermek"

DÉNICHER : French Turkish

"yuvasından indirmek; saklandığı yeri bulmak"

DÉNIER : French Turkish

yadsımak, inkâr etmek, tanımamak

DÉNIGRANT : French Turkish

"yerici; küçültücü"