Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
TREIDEL : German Turkish

m yedek cekme halati

TREIDELN : German Turkish

°n yedek cekmek; yedmek
pfad m yedekci yolu

TREIDLER : German Turkish

m yedek ceken amele; yedekci

TREIFE : German Turkish

(jüd.) turfa

TREMA : German Turkish

n ayirma isareti olan iki nokta (yanyana); trema

TREMOLO : German Turkish

n mus. tremolo

TRENCHCOAT : German Turkish

m trenckot

TREND : German Turkish

m gelisim temayülü; trent

TRENNBAR : German Turkish

ayrilabilir; ayirt edilir; kabili tefrik Qbarkeit / ayniabilme
en l. ayirmak, ayirt etm., tefrik etm., fark-landirmak
(loslösen) cözmek
(Ehe) bozmak
(Genähtes) sökmek
(teilen) bölmek, taksim etm.
teleph. irtibati kesmek; sich ^ l. (P.) birbirinden aynimak; bir-birini terk etm.
(von j-m) b-ne veda etm.; ardindan kesilmek
(Weg) ikiye aynimak; Von dem, was man liebt, trennt man sich nur schwer. Horoz ölür, gozü cöp-lükte kalir. Spr., sich (von e-m Ort, e-r Beschäftigung usw.) nicht ^ können ayagmi alamamak; Er kann sich von seinem Geld nicht ~. Paraya kiyamiyor. getrennt l. ayrili, munfasil
(einzeln) birer birer; teker teker; ayn ayn; vollkommen voneinander ^ apayn Smesser n diki§ sökmeye mahsus bicak 9punkte pl. s. Trema,
scharf (Radio) selektif Sschärfe / selektivite; ayirma kuvveti 9ung/ l. ayrilma, aynhk, tefrik
teleph. irtibatin kesil-mesi
(vor/ Kirche und Staat) layiklik, layisizm

TRENNUNGSLINIE : German Turkish

hattifasil; ara hatti
klage / jur. aynilk davasi
schmerz m firkat
strich m kücük cizgi; tire; e-n ^ ziehen kesinlikle ayirmak
wand (a. Trennwand) /l. bölme dnvari
techn. diyafram
zeichen n l. s. Trema.
s.
strich.
(zwischen den einzelnen Koranversen) durak

TRENSE : German Turkish

yular, sebes. kantarma

TREPAN : German Turkish

m med. trepan
ation / med. trepanasyon 21eren trepane etm

TREPPAUF : German Turkish

: ~ treppab merdivenden bir asa§i bir yukan

TREPPE : German Turkish

(sabit) merdiven; zwei
n hoch ikinci katta; die ^ hinauffallen F hum. terfi etm

TREPPENABSATZ : German Turkish

m merdiven sahanh^i (od. basi)
aufgang m merdivenli ciki^
beleuchtung / merdiven tenvirati Sför-mig merdiven vari "gefäße pl. bot. basamakli damarlar; eviyei süllemiye
geländer n merdiven korkuu^u (od. tirabzani)
haus n binanin merdiven dairesi; merdiven hoslu^u
lauter m merdiven kecesi
leiter/acilip kapanan egreti merdiven; kiska

TRESOR : German Turkish

m l. (Stahlkammer) celik oda; kasalar dairesi; sambr-fort
(Stalilfach, Panzerschrank) kasa

TRESPE : German Turkish

bot. eriste

TRESSE : German Turkish

serit, kaytan, zih, tirtil, galon, büküntü, bükme; sirma har(

TRESTER : German Turkish

pl. s. Treber

TRETEN : German Turkish

l. ayak öasmak
(e-n Fußtritt geben) tekmelemek; tekme atmak
(nach j-m, et.) tekmelemege calismak
(Tier) cifte atmak; tepmek
(gehen) gitmek, girmek, cikmak
(Radfahrer) pedallara basmak
(Nähmaschine usw.) aya^iyle isletmek
(m. Füßen) fig. ci^ne-mek, ezmek; bse hör bakmak
(j-n) F fig. b-ni bsi yap-masi icin sikistirmak; — Sie näher! l. Yaklasin! Bu taraf^!
(am Wohnungseingang) Buyrun efendim! j-m zu nahe ~ b-ni gücendirmek, kirmak; den Takt ^ aya-§iyle usul vurmak; an j-s Stelle ^ yerine gecmek; ins Haus ^ evin icine girmek; Die Tränen traten ihm in die Äugen. Gözieri yasardi. in den Stand der Ehe ^ evienmek; dünya evine girmek; sich e-n Dorn in den Fuß ^ yü ürken aya^ina bir diken batirmak; sein Glück mit Füßen — nimeti aya§iyle tepmek; über die Ufer ^ (Fluß) tasmak; j-m nicht mehr unter die Augen ~ können b-nin yüzüne bakamamak; Die Augen traten ihm beinahe vor den Kopf. (vor Wut, Entsetzen usw.) Gözieri evinden firlarnis. 9er pl. F kjba veya eski ayakkabi
kurbel / ayaklik, pedal; (am Motorrad a.) Starter
mühle / l. fr. ayak basilmak suretiyle isietilen degirmen carki (dolap)
fig. hergünkü cansikici is; monotonluk, yeknesaklik

TREU : German Turkish

l. sadik, sadakatli, vefakär
(wahr) dogru, hakiki; zu
en Händen emanetenTreue
sadakat, bağlılık

TRIANGEL : German Turkish

m l. mus. triyangel, ücköse, ücgen
F ücgen seklinde delik
ulation/nirengi
ulations.punkt m nirengi noktasi 2uHeren ücgenlere ayirmak

TRIAS : German Turkish

(-formatton) / geol. triyas

TRIBADE : German Turkish

zürefa kadin; sevici
ie / sevicilik

TRIBUNAL : German Turkish

n mahkeme