Multilingual Turkish Dictionary

Germany To Turkish

Germany To Turkish
SCHNEELEOPARD : German Turkish

m zo. s. Irbis

SCHNEEMANN : German Turkish

m kardan yapılmış adam; kar baba

SCHNEEMENSCH : German Turkish

m (im Himalaja) kar adamı; yeti

SCHNEEMIETE : German Turkish

f kar kuyusu; karhane; karlık

SCHNEEPFLUG : German Turkish

m kar temizleme pulluğu

SCHNEEREGEN : German Turkish

m karımsı yağmur; sulusepken

SCHNEESCHIPPER : German Turkish

m kar küreme amelesi

SCHNEESCHLAGER : German Turkish

m s. Schneebesen (2)

SCHNEESCHUHE : German Turkish

pl.
(Ski) kayak
snobut

SCHNEESPRINGWÄNZCHEN : German Turkish

n zo. kar piresi

SCHNEESTIEFEL : German Turkish

pl. (gefütterte Oberschuhe) snobut

SCHNEESTURM : German Turkish

m kar fırtınası; tipi; in e-n ~ geraten tipiye tutulmak

SCHNEEVERWEHUNG : German Turkish

f kar yığıntısı; kürtün;

SCHNEEWEHE : German Turkish

f kar yığıntısı; kürtün

SCHNEEWEIß : German Turkish

embeyaz; pamuk (kaymak, süt, sakız) gibi; sütbeyaz; duru beyaz

SCHNEEWETTER : German Turkish

n karlı hava

SCHNEEWITTCHEN : German Turkish

n Pamuk Prenses; Kar-beyaz(-ı)

SCHNEID : German Turkish

m (bayer.f) yiğitlik, cesaret, pervasızlık; F: makat; ^ haben gönlü olm.; V: götü olm.. petkası sıkmak; Komm doch her, wenn du ~ hast! Menekşen (od. paçan) sıkı ise, çık karşıma! (V)
backen pl. techn. pafta lokmaları
brenner m techn. kesme hamlacı
e / (e-s Messers usw.) keskin taraf; kesici ağız, çalım, yalman
eisen n techn. patta ^en l. (allg.) kesmek
(zu-) biçmek
(be-) budamak
(ab-) kesip ayırmek
(j-n) fiğ. b-ni görmemez-likten gelmek
(Gesichter, Fratzen) yüzünü gözünü oynatmak
Ka. empas yapmak
(m. der Schere) makaslamak
(klein) ufak ufak doğramak iÜ. (Gewinde) açmak; sich — l. (Linien) kesişmek; birbirini katetmek; çatışmak, tekatu etm.
a) (in den Finger usw.) parmağım (v.s.yi) kesmek b) (beim Rasieren) tıraş ederken yaralanmak
(ins eigene Fleisch) zararı kendine dokunmak
(sich irren) F fena halde yanılmak; Es schneidet mir im Leib. Karnım ağrıyor. Der Wind schneidet ins Gesicht. Rüzgar, yüzü kamçılıyor. 2end l. keskin
(Kalte) sert, şiddetli, ısırıcı, kavurucu
(Gegensatz) göze çarpan
fiğ. müstehzi, sarakalı; geschnitten (ßriefmarke) dantelsiz

SCHNEIDER : German Turkish

m l. terzi
s. Weberknecht. ^ werden Ka. otuz puan yapmamak
el/ l. (VVerkstatt) terzi evi; terzihane
(Handvverk) terzilik, kütür
fisch m zo. spirlin
in / kadın terzi; terzi hanım
kostüm n kostüm tayyör; tayyör
melster m terzi ustası
muskel m an. terzi kası; sartoryüs Qn l. (ohne Obj.) terzilik etm.
(tr.) elbise biçip dikmek, yapmak
puppe / biçki kalıbı; manken, portkostüm
rechnung/terzi hesabı
werkstatt / s.
ei (l)

SCHNEIDEWERKZEUG : German Turkish

n kesici alet
zahn m an. kesicidiş

SCHNEIDIG : German Turkish

yiğit, cesur, cesaretli, pervasız;
er Kerl efe

SCHNEIDKLUPPE : German Turkish

techn. pafta

SCHNEIEN : German Turkish

: Es schneit. Kar yağıyor. Es sieht so aus, als ob es bald — wollte. Hava karlayacağa benziyor. IrnGebirge hat es geschneit. Dağlara kar düştü

SCHNEISE : German Turkish

(Wald9) ağaçsız orman yolu
(Vogelfalle) kuş kapanı

SCHNELL : German Turkish

tez, çabuk, acele, seri, süratli, hızlı; (Adv.a.) serian, birdenbire, şıpinişi; pire gibi; Mach ^! Haydi çabuk! Çabuk ol! Nicht so ^! Yavaş yavaş! Acele etme(-yiniz)!
es Schlff yürük (od. yollu) gemi;
er Verband mil. seri birlik; süratli teşkil;
es Pferd yürük at; Ein
es Pferd braucht keine Peitsche. Yürük ata kamçı olmaz. Spr. ~ begreifen sap (bzw. lep) demeden, samanı (bzw. leblebi) anlamak;
^ essen Ki. hapıcık yapmak; ~ und verworren reden ıskala geçmek (F): gar nicht ^ genug (et. tun kön-nen) mal bulmuş Mağribi gibi

; auf dem
sten Wege kuş kanadiyle;
er gehen adımlarım hızlaştırmak °bahn / elektrikli şehir hattı