Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
ERZENGEL : German Turkish

[der] başmelek

ERZEUGEN : German Turkish

üretmek, istihsal etmek, imal etmek

ERZEUGERPREIS : German Turkish

[der] üretici fiyatı

ERZEUGNIS : German Turkish

[das] ürün, mahsul

ERZEUGUNG : German Turkish

[die] üretim, istihsal, imalat

ERZIEHEN : German Turkish

" yetiştirmek, büyütmek; eğitmek, terbiye etmek"

ERZIEHER : German Turkish

[der] eğitimci, pedagog

ERZIEHERIN : German Turkish

" [die] eğitimci, pedagog; anaokulu öğretmeni"

ERZIEHUNG : German Turkish

" [die] yetiştirme, büyütme; eğitim, terbiye"

ERZIEHUNGSBERECHTIGTE : German Turkish

veli

ERZIELEN : German Turkish

" elde etmek, temin etmek; gol atmak"

ERZWINGEN : German Turkish

zorlamak, zorla yaptırmak

ERZÄHLEN : German Turkish

anlatmak, söylemek, aktarmak, nakletmek, hikâye etmek

ERZÄHLER : German Turkish

" [der] anlatan, aktaran; hikâyeci, öykücü"

ERZÄHLUNG : German Turkish

" [die] hikâye, öykü; anlatı"

ERÖFFNEN : German Turkish

" açmak; bildirmek, tebliğ etmek"

ERÖFFNUNG : German Turkish

[die] açılış

ERÖFFNUNGSANSPRACHE : German Turkish

[die] açılış konuşması

ERÖRTERN : German Turkish

görüşmek, müzakere etmek

ERÖRTERUNG : German Turkish

[die] görüşme, müzakere

ERÜBRIGEN : German Turkish

" (para) biriktirmek; (zaman) bulmak"

ES ABGESEHEN HABEN : German Turkish

kastetmek, amaçlamak

ES BESTEHT KEIN ZWEIFEL : German Turkish

hiç kuşkusuz

ES BLITZT : German Turkish

şimşek çakıyor