Germany
DAUERZUSTAND : German Turkish
[der] daimlik, sürme, devam
DAUMEN : German Turkish
" [der] başparmak; mil dirseği, eksantrik, kam"
DAUMENLUTSCHER : German Turkish
[der] başparmağını emen çocuk
DAUNE : German Turkish
[die] kuştüyü, pufla
DAUNENBETT : German Turkish
[das] kuştüyü yatak
DAUNENDECKE : German Turkish
[die] kuştüyü yorgan
DAVON : German Turkish
" ondan, bundan; ondan dolayı"
DAVON ABSTAND NEHMEN : German Turkish
ir şey yapmaktan kaçınmak
DAVONGEHEN : German Turkish
ayrılıp gitmek
DAVONKOMMEN : German Turkish
kurtulmak, paçayı kurtarmak
DAVONLAUFEN : German Turkish
kaçmak, firar etmek
DAVONTRAGEN : German Turkish
" alıp götürmek; yaralanmak"
DAVOR : German Turkish
" onun/bunun önünde; onun/bunun önüne; ondan, bundan"
DAZU : German Turkish
" ona, buna; bu amaçla, bunun için; bundan başka"
DAZUGEHÖREN : German Turkish
" ona dahil olmak; oraya mensup olmak"
DAZUGEHÖRIG : German Turkish
ait, mensup
DAZUKOMMEN : German Turkish
" katılmak, üstelemek; yaklaşmak, gelmek"
DAZUMAL : German Turkish
o zamanlarda
DAZWISCHEN : German Turkish
" arasında, aralarında; arasına, aralarına"
DAZWISCHENKOMMEN : German Turkish
" araya girmek; karışmak, müdahale etmek; ansızın çıkmak"
DAZWISCHENREDEN : German Turkish
söze karışmak
DAZWISCHENTRETEN : German Turkish
karışmak, müdahale etmek
DAß : German Turkish
ki
DEALER : German Turkish
(in [die])[der] uyuşturucu madde ticareti yapan kimse
DEBATTE : German Turkish
[die] görüşme, konuşma, tartışma, müzakere
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani