Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
VORSTOßEN : German Turkish

" ileri itmek; hücum etmek, taarruz etmek"

VORSTRAFE : German Turkish

[die] sabıka

VORSTRECKEN : German Turkish

" ileri uzatmak; (para) avans vermek"

VORSTUFE : German Turkish

[die] ilk adım, ilk kademe

VORSÄTZLICH : German Turkish

" kasıtlı, kasti; kasten, taammüden"

VORTAG : German Turkish

[der] arife

VORTEIL : German Turkish

" [der] yarar, fayda; çıkar, menfaat; avantaj, üstünlük"

VORTEILHAFT : German Turkish

yararlı, faydalı, kazançlı, avantajlı

VORTRAG : German Turkish

" [der] konuşma, konferans; resital; yeni hesaba nakil"

VORTRAGEN : German Turkish

" konferans vermek; brifing vermek; çalmak, icra etmek; yeni hesaba geçirmek"

VORTREFFLICH : German Turkish

mükemmel, nefis, olağanüstü

VORTRETEN : German Turkish

" öne çıkmak, öne adım atmak; (göz vb.) dışarı çıkmak, fırlamak"

VORTÄUSCHEN : German Turkish

yalandan yapmak, taslamak

VORURTEIL : German Turkish

[das] önyargı, peşin hüküm

VORURTEILSFREI : German Turkish

önyargısız, peşin hükümsüz

VORURTEILSLOS : German Turkish

önyargısız, açık fikirli

VORVERKAUF : German Turkish

[der] önceden satış

VORWAHL : German Turkish

" [die] önseçim; (telefonda) kod numarası"

VORWAND : German Turkish

[der] bahane, vesile

VORWEG : German Turkish

önceden, vaktinden önce

VORWEGNAHME : German Turkish

[die] vaktinden önce yapma

VORWEGNEHMEN : German Turkish

vaktinden önce yapmak

VORWEISEN : German Turkish

göstermek, ibraz etmek

VORWIEGEND : German Turkish

" baskın, üstün; daha çok, daha ziyade; özellikle, bilhassa"

VORWITZ : German Turkish

[der] arsızlık, küstahlık