Multilingual Turkish Dictionary

Germany

Germany
VORKEHRUNG : German Turkish

[die] önlem, tedbir

VORKOMMEN : German Turkish

[das] varlık, mevcudiyet

VORKOMMEN : German Turkish

" öne çıkmak; olmak, cereyan etmek; görünmek, öyle gelmek"

VORKOMMNIS : German Turkish

[das] olay, hadise

VORKRIEGS : German Turkish

savaş öncesi

VORLADUNG : German Turkish

[die] celpname, çağrı

VORLAGE : German Turkish

" [die] örnek, numune; elbise patronu; tasarı, layiha; (futbol) ileri pas"

VORLASSEN : German Turkish

" içeri almak, girmesine izin vermek; ileri geçmesine izin vermek"

VORLAUT : German Turkish

yersiz lafa karışan, şımarık

VORLEGEN : German Turkish

" öne koymak; sunmak, arz etmek; (yemek) servis yapmak"

VORLEGER : German Turkish

" [der] paspas; küçük halı"

VORLESEN : German Turkish

(yüksek sesle) okumak

VORLESUNG : German Turkish

[die] (üniversitede) ders

VORLIEBE : German Turkish

[die] tercih, düşkünlük, sempati

VORLIEBNEHMEN MIT : German Turkish

ile yetinmek, kanaat etmek

VORLIEGEN : German Turkish

var olmak, bulunmak, mevcut olmak

VORLIEGEND : German Turkish

mevcut, eldeki

VORLÄUFIG : German Turkish

geçici, eğreti

VORMACHTSTELLUNG : German Turkish

[die] üstünlük, hâkimiyet

VORMARSCH : German Turkish

[der] ileri yürüyüş

VORMERKEN : German Turkish

" not etmek, kaydetmek; randevu vermek"

VORMITTAG : German Turkish

[der] öğleden önce, sabah

VORMITTAGS : German Turkish

öğleden önceleri, sabahları

VORMUND : German Turkish

[der] veli, vasi

VORN : German Turkish

önde, ileride