Germany
SCHNELLWAAGE : German Turkish
f kantar
SCHNELLZUG : German Turkish
m ekspres; sürat katarı
SCHNEPFE : German Turkish
zo. çulluk, bekas, bekasin "n.fisch m
çulluk balığı
n.strauß m zo. kivi, apteriks; adimülcenah
n.strauße pl.zo. kivigiller, kanatsızlar; madumülcenah
n.vögel pl.zo. çullukgiller
SCHNEUZEN : German Turkish
: sich ^ bumunu silmek; sümkürmek, hımkır-mak; e-e Kerze ^ fr. mumun burnunu kesmek
SCHNICKSCHNACK : German Turkish
m F saçmalama, zırva, yave
SCHNIEGELN : German Turkish
temizlemek; geschniegelt und gebügelt iki dirhem bir çekirdek
SCHNIEKE : German Turkish
(ßerlin) F şık, zarif; V: aynalı, apiko
SCHNIPPCHEN : German Turkish
n: j-m ein ^ schlagen \\. b-ne bir oyun yapmak
(tauschen) b-ni aldatmak; V: b-ne madik atmak 9eln ufak ufak doğramak 2en l. fırlatıp atmak
(Finger) fiske vurmak 2isch (Madchen) k-ni beğenmiş, hodpesent, saygısız, laubali, küstah; laf altında kalmayan
SCHNIPSEL : German Turkish
m, n F (mst.pl.) kırpıntı, kırıntı, ufantı, kesinti Qn s. schnippeln
SCHNIPSEN : German Turkish
s. schnippen
SCHNITT : German Turkish
m l. (Schneiden) kesme, biçme, katetme
(-wunde) kesik, yarık
(Zu9) kesim, küp, biçim, makas, fason
(Machart) örnek, biçim, model, şekil
(ßei Film) dekupaj
meçi. ameliyat, operasyon
(in Holz) çentik, kertik
(Manen) hasat
(Oewinn) kazanç, kar
(-muster) patrona
(am ßuch) kenar
geom. kesit, makta
s.
punkt.
(Durch2) ortalama, vasat; e-n guten ^ machen F bir işten çok para kazanmak; im ^ vasati olarak
bali m (Tennis) küpe (od. kesik) atış
blumen pl. kesilmiş çiçekler
bohnen pl. taze fasulye
e/ dilim
entbindung/med. sezaryen ameliyatı
er(hı/) m hasatçı, biçici, tırpancı, orakçı
ßache/ makta
holz n l. boy kerestesi
kesilmiş tahta; yakacak odun 2ig F şık, zarif
lauch m bot. sibulet, sivet, soğancık
Ünle / math. faslı müşterek hattı; arakesit (od. tekatu) çizgisi; kesen katı; sekant
maß n (beim Zuschneiden) eşei
meister m (Film) montör, kurgucu
muster n patrona; kağıt model
punkt m l. birleşme (od. tekatu) noktası
(Kreuzung) kros-man; an dem ^ zweier Straften iki yolun krosman yaptığı noktada 2reit: Das Korn ist noch nicht ^. Ekin daha piş-medi. ^ werden orağa gelmek
waren pl. tuhafiye, ak-tariye
waren.geschMit n,
waren.handel m tuhafiyecilik, çerçilik
wunde/bıçak yarası; kesik, yarık
SCHNITZARBEIT : German Turkish
oyma, nakır, sloyd
el l. n, m ufak kesilen parça; kesinti
n (Kochkunst) şinitsel, eskalop
pl. kır(p)ıntı, ufantı. talaş, döküntü; Wiener ^ şinitsel pane 9eln ufak ufak doğramak 2en oymak, oymacılık etm.; aus hartem Holz geschnitzt sein fiğ. (P.) l. (widerstands-fahig) dayanıklı olm.
(unbarmherzig) merhametsiz olm. er m l. (P.) oymacı, hakkak
(Fehler) hata, yanıltı, gaf, halt, falso; e-n ^ machen (begehen) bir haltta bulunmak erei/ l. oymacılık
(Skulptur) heykel
SCHNODDERIG : German Turkish
F saygısız, laubali, küstah, farfara, kabadayı schnöde l. (gemein) adi, bayağı, alçak, deni, şeni, hainane
(rücksichtsios) hodbin, nankör, insafsızca, saygısız, pervasız
(beleidigend) ağır, tahkiramiz; e-e Wohltat mit
em Undank lohnend tuz ekmek haini
SCHNORCHEL : German Turkish
m (im ü-ßoot) şnorkel
SCHNORREN : German Turkish
F (intr.) dilencilik etm.; (tr.) dilencilikle elde etm. 2er m F dilenci, serseri, tufeyli
SCHNULLER : German Turkish
m l. (tür Saugiinge) kuru emzik
(aut Flasche) biberon lastiği
SCHNULZE : German Turkish
F santimantal bir piyes veya şarkı
SCHNUPFEN : German Turkish
m nezle; den ^ bekommen nezle olm. °en l. burnundan nefes çekmek; hıçkırmak
(Tabak) enfiye çekmek
er m enfiyekeş; enfiye tiryakisi
tabak m enfiye, burunotu
tabaks.dose / enfiye kutusu
tuch n dial. mendil
SCHNUPPE : German Turkish
l. (am Docht) fitilin yanmış yeri
(Stem9) akanyildız; şahabı sakıp °: Das ist mir ^. F Umurumda bile değil. ßu, bana vız gelir, ^^n s. schnüffein (l, 2)
SCHNUR : German Turkish
l. ip
(ßindfaden) sicim, kınnap
(ßand) şerit, kordon, kaytan, bağ
(Litze) zıh
va. (Schvvieger-tochter) gelin; nach der ^ fi^. muntazaman, yolunda, F: tıkırında; über die ^ hauenfig. tecavüz etm., haddini bilmemek (od. aşmak)
SCHNURFÜßLER : German Turkish
m zo. kırkayak 2gerade dosdoğru; bir hizada
SCHNURRBART : German Turkish
m bıyık; e-n ^ bekommen bıyıklanmak, kıllan-inak; biyiği terlemek; den ~ zwirbeln bıyık burmak; mit iungem, dünnem (bz\\v. blondem) ~ kaytan {bzw. pırasa) bıyıklı
e/eğlenceli fıkra; güldürücü hikaye, latife Qen
dızlamak, vınlamak, vızıldamak, vızlamak
(Rad)a. gıcırdamak
(Katze) mırılda(n)mak
SCHNURRIG : German Turkish
eğlenceli, güldürücü, paskal, tuhaf, garip, ömür
SCHNURSTRACKS : German Turkish
l. doğrudan doğruya
(sofort) zaman kaybetmeden; bugünden tezi yok; yemeden içmeden; sağa sola bakmadan; derhal, hemen; — auf j-n zugehen kestirmeden b-ne doğru yürümek 2würmer pl. zo. nemer-tinler
SCHNURZ : German Turkish
(-egal) F: Das ist mir ^. Tasamın onbeşil ßana vız gelir. ßana göre hava hoş l
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani