Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HOKKABAZLIK : Turkish Turkish

yalan dolanla görülen i?

HOKUS POKUS : Turkish Turkish

hokkabazların gösteri sırasında kullandıkları kalıp söz

HÖL : Turkish Turkish

yaşlık, nem

HOL -LÜ : Turkish Turkish

sofa

HOLDİNG : Turkish Turkish

irçok ortaklığın pay senetlerini elinde bulundurarak onları denetimi altında tutan büyük ortaklık

HOLDİNGLEŞMEK : Turkish Turkish

holding durumuna gelmek

HOLLANDALI : Turkish Turkish

hollanda halkından ya da bu halkın soyundan olan (kimse)

HÖLLÜK : Turkish Turkish

kimi yerlerde kundak çocuklarının altına bez yerine konan toprak

HOLMİYUM : Turkish Turkish

atom numarası 67, atom ağırlığı 164,94, oksidi açık sarı renkte, tuzları portakal sarısı renginde olan, seyrek bulunan bir element, simgesi ho

HOLOSEN : Turkish Turkish

iv. çağın en yeni dönemi

HOLOTÜRİTLER : Turkish Turkish

denizhıyarları

HOMO : Turkish Turkish

("homoseksüel"in kısa biçimi) eşcinsel

HOMOGAMİ : Turkish Turkish

enzer türlerin birbirleriyle çiftleşme eğilimi

HOMOJEN : Turkish Turkish

her yeri aynı özelliği gösteren, bağdaşık, °mütecanis

HOMOJEN : Turkish Turkish

ütün terimleri aynı derecede olan (çokterimli)

HOMOJENLİK : Turkish Turkish

ağdaşık olma durumu

HOMOLOG : Turkish Turkish

ir başkasının tam olarak yerini tutan

HOMONİM : Turkish Turkish

eşadlı, e?sesli, seste?

HOMOSEKSÜEL : Turkish Turkish

eşcinsel

HOMOSEKSÜELLİK : Turkish Turkish

eşcinsellik

HOMOTETİ : Turkish Turkish

merkez olarak alınan bir noktaya göre, birer noktasının geometrik yerleri karşılıklı olarak aynı olan iki nokta grubunun durumu

HOMOTETİK : Turkish Turkish

aralarında homoteti durumu bulunan

HOMUR HOMUR : Turkish Turkish

homurdanarak

HOMURDANIŞ : Turkish Turkish

homurdanmak eylemi ya da biçimi

HOMURDANMAK : Turkish Turkish

öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak