Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HOCALIK ETMEK : Turkish Turkish

akıl öğretmek, öğüt vermek

HOÇKİN : Turkish Turkish

(ıngiliz iç hastalıkları uzmanı thomas hodgkin'in adından) lenf düğümlerinin ve dokularının büyümesiyle beliren "hoçkin hastalığı" teriminde geçer

HODAN : Turkish Turkish

hodangillerden, çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökü kavrularak yenen bir bitki (borrago officinalis)

HODANGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçenekllierden, üzeri sert dikenlerle kaplı otsu ve ağaçsı bitkiler familyası

HODBEHOT : Turkish Turkish

kendi kendine, kendi kafasıyla, kendiliğinden, kimseye danışmadan

HODBİN : Turkish Turkish

encil, °egoist

HODBİNLİK : Turkish Turkish

encillik, °egoizm

HODKÂM : Turkish Turkish

encil, °egoist

HODKÂMLIK : Turkish Turkish

encillik, °egoizm

HODOSKOP : Turkish Turkish

yolizler

HODPESENT : Turkish Turkish

kendini beğenmiş, benci

HODRİ : Turkish Turkish

"kendine güvenen ortaya çıksın" anlamında "hodri meydan" deyiminde geçer

HÖDÜK : Turkish Turkish

görgüsüz, kaba, anlayışı kıt (kimse)

HÖDÜKLÜK : Turkish Turkish

hödük olma durumu

HÖDÜKLÜK : Turkish Turkish

hödükçe davranış

HÖDÜKLÜK ETMEK : Turkish Turkish

görgüsüzce ve kaba davranmak

HOHLAMAK : Turkish Turkish

ağzını yaklaştırıp nemlendirmek için soluğunu bir şeyin üzerine vermek

HÖKELEK : Turkish Turkish

üyüklük, çalım, gösteriş

HOKEY : Turkish Turkish

ir ucu kıvrık sopalarla çayır ya da buz üzerinde iki takım arasında oynanılan bir top oyunu

HOKKA : Turkish Turkish

metal, cam ya da topraktan küçük kap

HOKKA GİBİ : Turkish Turkish

ufak ve düzgün (ağız, burun)

HOKKA GİBİ OTURMAK : Turkish Turkish

(giysi için) vücuda iyice uymak

HOKKABAZ : Turkish Turkish

el çabukluğuyla birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayı meslek edinen kimse, gözbağcığı, °sihirbaz, °illüzyonist

HOKKABAZ : Turkish Turkish

aşkalarını aldatarak yalan dolanla iş gören

HOKKABAZLIK : Turkish Turkish

hokkabazın işi, gözbağcılık, sihirbazlık, °illüzyonizm