Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HIZ : Turkish Turkish

çaba, güç, gayret, °takat

HIZ : Turkish Turkish

irim zamanda alınan yol, °sürat

HIZ ALMAK : Turkish Turkish

atlamak için geri çekilip birdenbire fırlamak

HIZ KESİCİ : Turkish Turkish

araçların hızını azaltmak amacıyla yollara yapılan tümsek

HIZ KESMEK : Turkish Turkish

yavaşlamak ya da yavaşlatmak

HIZ VERMEK : Turkish Turkish

hızını artırmak, hızlandırmak

HIZ VERMEK : Turkish Turkish

isteklendirmek

HİZA : Turkish Turkish

doğru bir çizgi üzerinde bulunma durumu, sıra

HİZALAMA : Turkish Turkish

hizalamak eylemi, düzgün sıraya getirme

HİZALAMA : Turkish Turkish

eksenleme

HİZALAMAK : Turkish Turkish

hizaya gelmek ya da getirmek, hizasını bulmak

HİZALAMAK : Turkish Turkish

eksenlemek

HIZAR : Turkish Turkish

tahtayı kesip biçmeye yarayan, su ya da elektrik gücüyle çalışan büyük bıçkı

HIZARCI : Turkish Turkish

hızar işleten, hızarla kereste biçen kimse

HIZARCILIK : Turkish Turkish

hızarcının işi

HİZAYA GELMEK : Turkish Turkish

düzgün sıra olmak

HİZAYA GELMEK : Turkish Turkish

davranışını düzeltmek, yola gelmek

HİZAYA GETİRMEK : Turkish Turkish

irinin davranışını düzeltmek, yola getirmek

HIZINI ALAMAMAK : Turkish Turkish

hızla gidişini yavaşlatamamak

HIZINI ALAMAMAK : Turkish Turkish

öfkesini yenememek, yatışamamak

HIZINI ALMAK : Turkish Turkish

şiddetini yenmek, yatışmak

HIZINI ALMAK : Turkish Turkish

yavaşlamak, hızını yitirmek

HIZINI KAYBETMEK ( YA DA YİTİRMEK) : Turkish Turkish

etkisini, geçerliliğini yitirmek, hükmü kalmamak

HİZİP, -ZBİ : Turkish Turkish

ölük, kısım

HİZİP, -ZBİ : Turkish Turkish

ir topluluk, bir örgüt içinde inanç ve düşünce bakımından ayrılık gösteren, yan tutmaya yönelik küçük topluluk, bölek, °klik