Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HİZİPÇİ : Turkish Turkish

hizip oluşturan ya da bir hizip içinde yer alan (kimse), bölücü, klikçi

HİZİPÇİLİK : Turkish Turkish

örgütlenmiş bir topluluğun içinde bütünlüğü bozacak biçimde yeni bir topluluk oluşturma, bölücülük, klikçilik

HİZİPLEŞME : Turkish Turkish

hizipleşmek eylemi, bölüklere ayrılma, bölünme, klikleşme

HİZİPLEŞMEK : Turkish Turkish

hiziplere ayrılmak, bölünmek, klikleşmek

HIZIR : Turkish Turkish

halk inanışlarına göre ölümsüzlüğe kavuşmuş olduğuna bunalana yardım ettiğine inanılan ulu kimse

HIZIR : Turkish Turkish

(küçük h ile) çabuk davranan kimse

HIZIR GİBİ YETİŞMEK : Turkish Turkish

tam zamanında ve en sıkışık bir anda yetişmek

HIZLA : Turkish Turkish

hızlı bir biçimde, çabucak, çabuk, süratle

HIZLANDIRICI : Turkish Turkish

hızlanmasını sağlayan

HIZLANDIRILMAK : Turkish Turkish

hız verilmek, hızı artırılmak

HIZLANDIRMA : Turkish Turkish

hızlandırmak eylemi, hızını arttırma

HIZLANDIRMAK : Turkish Turkish

hız vermek, hızını artırmak

HIZLANIŞ : Turkish Turkish

hızlanmak eylemi ya da biçimi

HIZLANMA : Turkish Turkish

hızlanmak eylemi

HIZLANMAK : Turkish Turkish

hız almak, hızı artmak

HIZLANMAK : Turkish Turkish

yoğunlaşmak

HIZLI : Turkish Turkish

çabuk, süratli, °seri

HIZLI : Turkish Turkish

güç kullanarak, şiddetle

HIZLI : Turkish Turkish

yüksek sesle

HIZLI : Turkish Turkish

ıvedi çabuk olarak, ivedilikle

HIZLI : Turkish Turkish

uçarı, çapkın, °hovarda

HIZLI HIZLI : Turkish Turkish

çabucak, ivedilikle

HIZLI SAĞANAK TEZ GEÇER : Turkish Turkish

üyük bir hızla başlayan şeyler az sürer

HIZLI YAŞAMAK : Turkish Turkish

eğlenceye aşırı düşkün yaşamak

HIZLILIK : Turkish Turkish

hızlı olma durumu, °sürat