Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HÖPÜRDETMEK : Turkish Turkish

ir şey içerken ses çıkarmak, hopurdatmak

HOR : Turkish Turkish

değersiz, önemi olmayan, aşağı

HOR : Turkish Turkish

ıyilik

HOR HOR : Turkish Turkish

horultu çıkararak

HOR BAKMAK ( YA DA GÖRMEK) : Turkish Turkish

değersiz saymak, değer vermemek

HOR KULLANMAK : Turkish Turkish

dikkat etmeyerek hoyratça kullanmak

HOR TUTMAK : Turkish Turkish

irine karşı küçümseyici, incitici davranışlarda bulunmak

HORA : Turkish Turkish

irçok kişi tarafından el ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu

HORA GEÇMEK : Turkish Turkish

eğenilmek, makbule geçmek

HORA TEPMEK : Turkish Turkish

hora oynamak

HORA TEPMEK : Turkish Turkish

ayaklarını vurarak gürültü etmek

HORAN : Turkish Turkish

horon

HORANTA : Turkish Turkish

aile halkı

HORASAN : Turkish Turkish

kiremit ve tuğla tozlarının kireç ve suyla karıştırılmasından elde edilen bir çeşit harç

HORASANİ : Turkish Turkish

üst bölümü sarıktan taşacak biçimde yapılmış hoca kavuğu

HORATA : Turkish Turkish

şaka

HORATA : Turkish Turkish

laf, söz, sohbet

HORDA : Turkish Turkish

göçebe ve ilkel olarak yaşayan yağmacı ve sataşkan topluluk

HÖRGÜÇ : Turkish Turkish

devenin sırtındaki tümsek, çıkıntı

HÖRGÜÇ : Turkish Turkish

hörgüce benzeyen tümsek, çıkıntı

HÖRGÜÇLÜ : Turkish Turkish

(deve için) hörgücü olan

HORHOR : Turkish Turkish

gür ve ses çıkararak akan su

HORLAMAK : Turkish Turkish

uyku sırasında soluk alırken boğaz ve burundan gürültülü sesler çıkarmak

HORLAMAK : Turkish Turkish

irinin gönlünü incitircesine davranmak, onu aşağılamak

HORLANIŞ : Turkish Turkish

horlanmak eylemi ya da biçimi