Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HORTUMMEMELİLER : Turkish Turkish

pek çok türünün nesil tükenmiş olan, günümüzde filleri içine alan memeli hayvanlar alttakımı

HORUL HORUL : Turkish Turkish

horlama sesi çıkararak

HORULDAMAK : Turkish Turkish

horlamak (i)

HORULTU : Turkish Turkish

horuldama sesi

HOŞ : Turkish Turkish

eğenilen, mutluluk duygusu uyandıran, zevk veren

HOŞ : Turkish Turkish

ununla birlikte

HOŞ : Turkish Turkish

eğenilen, iyi duyguları okşayan bir biçimde

HOŞ : Turkish Turkish

eğenilen, mutluluk duygusu uyandıran, zevk veren

HOŞ : Turkish Turkish

ununla birlikte

HOŞ : Turkish Turkish

eğenilen, iyi duyguları okşayan bir biçimde

HOŞ BEŞ : Turkish Turkish

- ho?be?

HOŞ BEŞ : Turkish Turkish

- ho?be?

HOŞ BULDUK : Turkish Turkish

"hoş geldiniz" esenlemesine verilen karşılık

HOŞ BULDUK : Turkish Turkish

"hoş geldiniz" esenlemesine verilen karşılık

HOŞ GELDİNİZ : Turkish Turkish

gelene söylenen esenleme sözü

HOŞ GELDİNİZ : Turkish Turkish

gelene söylenen esenleme sözü

HOŞ GÖRMEK ( YA DA KARŞILAMAK) : Turkish Turkish

gücenilecek ya da karşılık verilecek bir davranışı hoşgörüyle karşılamak, kusur saymamak

HOŞ GÖRMEK ( YA DA KARŞILAMAK) : Turkish Turkish

gücenilecek ya da karşılık verilecek bir davranışı hoşgörüyle karşılamak, kusur saymamak

HOŞ OLMAK : Turkish Turkish

hoşa gidecek durumda olmak, iyi olmak

HOŞA GİTMEK : Turkish Turkish

eğenilmek

HOŞAF : Turkish Turkish

şeker şurubunda, bütün ya da dilimler durumunda pişirilmiş meyve, °komposto

HOŞAF GİBİ : Turkish Turkish

çok yorgun

HOŞAFINA GİTMEK : Turkish Turkish

hoşuna gitmek

HOŞAFLIK : Turkish Turkish

hoşaf yapmaya ayrılmış ya da elverişli

HOŞAFLIK : Turkish Turkish

güçsüzlük, dermansızlık, halsizlik