Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HOTOZ : Turkish Turkish

kadınların süs için saçlarının üstüne taktığı, çeşitli renk ve biçimde yapılmış küçük başlık

HOTOZ : Turkish Turkish

kimi kuşların başlarında bulunan tüyler

HOVARDA : Turkish Turkish

zevki için para harcamaktan kaçınmayan (kimse)

HOVARDA : Turkish Turkish

çapkın

HOVARDA : Turkish Turkish

hayat kadınının parasını yiyen dostu

HOVARDACA : Turkish Turkish

hovarda gibi, cömertçe, bol bol

HOVARDALAŞMAK : Turkish Turkish

hovarda gibi davranmaya başlamak

HOVARDALIK : Turkish Turkish

hovarda olma durumu

HOVARDALIK : Turkish Turkish

hovardaca davranış

HOVARDALIK ETMEK : Turkish Turkish

çapkınca davranmak, çapkınlık etmek

HOVARDALIK ETMEK : Turkish Turkish

zevki için bol para harcamak

HÖYKÜRMEK : Turkish Turkish

tarikattaki kimseler dua ederken kendilerinden geçerek hep bir ağızdan yüksek sesle bağrışmak

HOYRAT : Turkish Turkish

güneydoğu anadolu ile irak türk bölgesinde ezgiyle söylenen mani

HOYRAT, -TI : Turkish Turkish

kaba, kırıcı ve hırpalayıcı

HOYRATÇA : Turkish Turkish

kaba (bir biçimde)

HOYRATLIK : Turkish Turkish

hoyrat olma durumu

HOYRATLIK : Turkish Turkish

hoyratça davranış

HOYRATLIK ETMEK : Turkish Turkish

hoyratça davranmak

HÖYÜK : Turkish Turkish

tarih boyunca türlü nedenlerle yıkılan yerleşme bölgelerinde, yıkıntıların üst üste birikmesiyle oluşan ve çoğu kez içinde yapıt kalıntılarının gömülü bulunduğu yayvan tepe

HÖYÜK : Turkish Turkish

toprak yığını, küçük tepe

HU : Turkish Turkish

"neredesin?", "bana bak!" anlamında daha çok kadınlar tarafından kullanılan seslenme

HU : Turkish Turkish

dervişler arasında seslenme sözü

HU : Turkish Turkish

(büyük h ile) öz. a. ar. tanrı

HU ÇEKMEK ( YA DA DEMEK) : Turkish Turkish

(tekkelerde, dervişler arasında) ayin sırasında sürekli olarak hu demek

HUBUBAT, -TI : Turkish Turkish

tahıl