Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HÜDAYINABİT, -Tİ : Turkish Turkish

kendi biten, kendi kendine yetişen (bitki)

HÜDAYINABİT, -Tİ : Turkish Turkish

aşıboş büyümüş (kimse)

HÜDAYINABİT, -Tİ : Turkish Turkish

eğitim görmemiş, kendi kendini yetiştirmiş (kimse)

HUDUT : Turkish Turkish

sınır

HUDUT : Turkish Turkish

uç, son, sınır

HUDUT DIŞI ETMEK : Turkish Turkish

sınır dışı etmek, ülkeden dışarı çıkarmak

HUDUTLANDIRMAK : Turkish Turkish

sınırlandırmak, sınır çekmek, tahdit etmek

HUDUTLU : Turkish Turkish

sınırlı, sınırlanmış, °mahdut

HUDUTSUZ : Turkish Turkish

sınırsız, sonsuz

HUĞ : Turkish Turkish

saz ya da kamıştan yapılmış kulübe

HÜKMEN : Turkish Turkish

yargıcı kararıyla

HÜKMETMEK : Turkish Turkish

(bir yeri) egemenliği altında bulundurmak, orada egemenlik kurmak

HÜKMETMEK : Turkish Turkish

(bir kimseye, topluluğa) sözünü geçirmek

HÜKMETMEK : Turkish Turkish

düşünme ya da yargılama sonunda bir kanıya varmak, karar vermek

HÜKMETMEK : Turkish Turkish

aklına esmek

HÜKMİ : Turkish Turkish

hükümle ilgili, tüzel

HÜKMİ ŞAHSİYET : Turkish Turkish

tüzelkişilik

HÜKMÜ GEÇMEK ( YA DA HÜKÜM YÜRÜTMEK) : Turkish Turkish

önemli olmak, sözü geçmek

HÜKMÜ GEÇMEK ( YA DA HÜKÜM YÜRÜTMEK) : Turkish Turkish

geçerli, etkili durumunu yitirmek

HÜKMÜ PARASINA GEÇMEK : Turkish Turkish

parayla dilediğini yapabilme gücünü kazanmak

HUKUK, -KU : Turkish Turkish

haklar, insan varlığına temel oluşturan hak ve adalet kavramı

HUKUK, -KU : Turkish Turkish

ınsan ve yurttaşlık haklarını kuram ve uygulama açısından uygulayan bilim

HUKUK, -KU : Turkish Turkish

toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların tümü, tüze

HUKUK, -KU : Turkish Turkish

yasaların cezayla ilgili olmayıp alacak verecek gibi davaları ilgilendiren bölümü

HUKUK, -KU : Turkish Turkish

haklar