Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KESMEK, -ER : Turkish Turkish

ara ya da son vermek; durdurmak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

ir şeyden yoksun bırakmak, vermemek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

ir ilişkiyi bitirmek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

akımı durdurmak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

elirtmek, kararlaştırmak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(verilecek şeyin bir bölümünü) alıkoyup vermemek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(bilet, fatura vb. için) vermek: bilet kesmek. fatura kesmek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

azaltmak, güçleştirmek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(ıskambil kâğıtları için) destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

gidermek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

geçişi önlemek, yasaklamak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

susmak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(hasta organı) ameliyatla almak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

ölmek, ayırmak; bir yol başka bir yolu çaprazlamak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(yazı, film için) kısaltmak ya da bir parçasını makaslamak: filmin birçok sahnesini keşmişler

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

uydurmak, yalan söylemek

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

(rüzgâr, soğuk vb. için) çok etkili olmak

KESMEK, -ER : Turkish Turkish

irini yermek, kötülemek

KEŞMEKEŞ : Turkish Turkish

karışık olma durumu, karışıklık

KESMELİ : Turkish Turkish

kesmesi olan, üzerine kesme yapılmış olan

KESMELİK : Turkish Turkish

kesme taş çıkarılan ocak

KESMEŞEKER : Turkish Turkish

küp ya da prizma biçimde olan şeker

KESMİK : Turkish Turkish

kesilmiş sütün koyu bölümü

KESMİK : Turkish Turkish

aşakla karışık iri saman

KESMİK : Turkish Turkish

taş gibi olmuş toprak parçası