Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KESMİKLİ : Turkish Turkish

ıçinde kesmik, taşlaşmış toprak bulunan

KESP : Turkish Turkish

kazanma

KESP ETMEK : Turkish Turkish

kazanmak

KESRE : Turkish Turkish

esre

KESRET, -Tİ : Turkish Turkish

çok olma durumu, çokluk

KESTANE : Turkish Turkish

kayıngillerden, kerestesi doğramacılıkta kullanılan, ılıman iklimlerde yetişen bir orman ağacı (castanea sativa)

KESTANE : Turkish Turkish

u ağacın yenebilen meyvesi

KESTANE : Turkish Turkish

kestanerengi: saçları açık kestaneydi

KESTANE DORUSU : Turkish Turkish

at donlarından açık kahverengi olan

KESTANE KABUĞUNDAN ÇIKMIŞ DA KABUĞUNU BEĞENMEMİŞ : Turkish Turkish

soyunu ya da yetiştiği yeri, çevreyi hor görenler için kınama yollu söylenir

KESTANE SUYU GİBİ : Turkish Turkish

sulu (kahve)

KESTANECİ : Turkish Turkish

kestane kebabı yapan ya da satan kimse

KESTANECİK : Turkish Turkish

prostat

KESTANECİK : Turkish Turkish

atların her bacağında birer tane çıkan, boynuz dokusunda olan kısa ve yayvan uzantı

KESTANEFİŞEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

ıçinde tane barut ve fitilin geçmesine yarayan küçük bir kanalı olan bir tür şenlik fişeği

KESTANEKABAĞI, -NI : Turkish Turkish

helvacıkabağı

KESTANELİK : Turkish Turkish

kestane ağaçları çok olan yer

KESTANERENGİ : Turkish Turkish

açık kahverengi

KESTANERENGİ : Turkish Turkish

u renkte olan

KESTANEŞEKERİ, -Nİ : Turkish Turkish

kestanenin şeker şerbeti içinde kaynatılmasıyla yapılan şekerleme

KESTERE : Turkish Turkish

kitre

KESTİRİLME : Turkish Turkish

kestirilmek eylemi

KESTİRİLMEK : Turkish Turkish

kestirmek eylemi yapılmak

KESTİRİM : Turkish Turkish

kestirmek eylemi, °tahmin

KESTİRİMCİ : Turkish Turkish

ıstatistiksel değerlendirmelerde olasılık dağılımının parametresini kestiren