Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KINALANMA : Turkish Turkish

kınalanmak eylemi

KINALANMAK : Turkish Turkish

kına konulmak, kına yakılmak

KINALANMAK : Turkish Turkish

kınayla boyanmak

KINALAR YAKMAK : Turkish Turkish

(birinin uğradığı kötü duruma) çok sevinmek

KINALI : Turkish Turkish

kınayla boyanmış olan

KINALI : Turkish Turkish

kınanın renginde ya da kızıl renkte olan

KINALIK : Turkish Turkish

kına gecesi giyilen işlemeli giysi

KINALIKEKLİK : Turkish Turkish

cm. olan bir kuş türü (alectoris graeca)

KINAMA : Turkish Turkish

kınamak eylemi, ayıplama, °takbih

KINAMA CEZASI : Turkish Turkish

ir görevlinin işyerindeki davranışının yasa ve tüzüğe aykırı olduğunu bildiren ceza

KINAMAK : Turkish Turkish

yapılan bir işin kötü olduğunu belirten bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, °takbih etmek

KINANMA : Turkish Turkish

kınanmak eylemi

KINANMAK : Turkish Turkish

kınamak eylemi yapılmak

KİNAYE : Turkish Turkish

düşünüleni, dolaylı olarak anlatan söz

KİNAYE : Turkish Turkish

üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz

KİNAYE : Turkish Turkish

ir sözü hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek biçimde kullanma sanatı, değinmece

KİNAYELİ : Turkish Turkish

ıçinde kinaye bulunan (söz)

KINAYIŞ : Turkish Turkish

kınamak eylemi ya da biçimi

KİNCİ : Turkish Turkish

öç almak isteyen, kin tutan, °kindar

KİNCİLİK : Turkish Turkish

kinci olma durumu, kin tutma

KİNDAR : Turkish Turkish

kinci, kinli, kin tutan, kin güden

KINDIRA : Turkish Turkish

sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu

KINDIRAÇ : Turkish Turkish

oluk ve yiv açmaya yarayan araç

KİNEMATİK : Turkish Turkish

cisimlerin devinimlerini yörünge, hız ve ivme gibi konular bakımından inceleyen mekanik kolu, °sinematik

KİNESKOP : Turkish Turkish

filme saptamayı gerçekleştiren aygıt, filme saptayıcı