Turkish
KİNESKOPİ : Turkish Turkish
ir televizyon görüntüsünü, televizyon taramasıyla eşzamanlı bir sinema kamerasıyla ekrandan hareketli olarak kaydetme yöntemi
KİNESTEZİ : Turkish Turkish
devinduyum
KİNETİK : Turkish Turkish
devinimle ilgili, devinim nedeniyle oluşan
KİNETİK : Turkish Turkish
devinim olaylarını inceleyen bilim dalı
KİNETİK : Turkish Turkish
kimyasal tepkimelerin hızlarını inceleyen bilim dalı
KİNETİK ENERJİ : Turkish Turkish
devinim durumunda olan cismin enerjisi; bir cismin devinmesini sağlayan ya da devinen cisimlerde bulunan enerji
KİNETOSKOP : Turkish Turkish
tek kişi için seyir aygıtı
KİNİK : Turkish Turkish
kinizm yanlısı (kimse ya da görüş), °sinik
KİNİN : Turkish Turkish
kınakınadan elde edilen ve sıtmanın sağaltımında kullanılan beyaz alkaloit. halk arasında, tuzlarından biri olan "kinin sülfatı" sözünden kısaltılarak "sulfata" denir
KİNİN GİBİ : Turkish Turkish
çok acı
KİNİNLİ : Turkish Turkish
ıçinde kinin bulunan
KİNİŞ : Turkish Turkish
marangozlukta tahta üzerine boydan boya açılan, kesiti kare ya da dikdörtgen biçiminde kanal
KİNİŞLİ : Turkish Turkish
üzerine kiniş açılmış bulunan, kinişi olan
KİNİZM : Turkish Turkish
ınsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir kurala, değere bağlı olmadan, tüm gereksinmelerinden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan antisthenes'in öğretisi, °sinizm
KINKANAT : Turkish Turkish
kınkanatlı böceklerin gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanadı
KINKANATLILAR : Turkish Turkish
öcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanılan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, tümbaşkalaşma gösteren bir takım
KINLAMAK : Turkish Turkish
ir şeye kın yapmak ya da bir şeyi kınına geçirmek
KİNLENDİRMEK : Turkish Turkish
kinlenmesine neden olmak
KİNLENME : Turkish Turkish
kinlenmek eylemi
KİNLENMEK : Turkish Turkish
öç almak istemek, kin tutmak
KİNLİ : Turkish Turkish
öç almak isteyen, kin tutan
KINLI : Turkish Turkish
kını olan, bir kınla sarılı olan
KINLI : Turkish Turkish
kını çok gelişerek bağlı bulunduğu sapı az ya da çok saran yaprak
KINNAP : Turkish Turkish
sicim
KİNSİZ : Turkish Turkish
kini olmayan, kin tutmayan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani