Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KINSIZ : Turkish Turkish

kını olmayan

KİP, -Pİ : Turkish Turkish

örnek, kalıp

KİP, -Pİ : Turkish Turkish

değişebilen, geçici nitelik, "san" karşıtı

KİP, -Pİ : Turkish Turkish

eylemlerde, belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve kendisi için konuşulanın, tekil ya da çoğul olarak belirtilmiş biçimi, °sıyga

KİP, -Pİ : Turkish Turkish

uygun, tıpatıp gelen

KIPÇAK : Turkish Turkish

xi.
xv. yüzyıllarda, ural dağları'yla volga irmağı arasında yaşamış bir türk boyu, kuman

KIPÇAKÇA : Turkish Turkish

kıpçak dili

KİPÇÖZER : Turkish Turkish

çoğunlukla bir filtreyle birlikte kullanılan ve önceden bir kiplemeyle birleştirilmiş, iki büyüklüğü ayırmaya yarayan, doğrusal olmayan özellikli düzenek, °demodülatör

KİPÇÖZÜM : Turkish Turkish

önceden bir kiplemeyle birleştirilmiş, iki büyüklüğü ayırmaya dayanan işlem, °demodülasyon

KİPE : Turkish Turkish

hızla bükülen kalçanın sert ve birden gerilişiyle, vücudun yatıştan ayaküstü duruşa ya da asılmadan dayanmaya geçmesi

KIPIK : Turkish Turkish

yarı kapalı (göz)

KIPIK GÖZLÜ : Turkish Turkish

gözleri yarı kapalı olan

KIPIKLIK : Turkish Turkish

kıpık olma durumu

KIPIR KIPIR : Turkish Turkish

yerinde duramayarak, sürekli ve aralıksız kımıldayarak

KIPIR KIPIR : Turkish Turkish

çok hareketli, hamarat

KIPIRDAK : Turkish Turkish

çok hareketli, yerinde duramayan, canlı

KIPIRDAKLIK : Turkish Turkish

kıpırdak olma durumu

KIPIRDAMA, KIPIRDANMA : Turkish Turkish

kıpırdamak, kıpırdanmak eylemi

KIPIRDAMAK, KIPIRDANMAK : Turkish Turkish

kımıldamak, sürekli ve hafifçe oynamak

KIPIRDAŞMAK : Turkish Turkish

kımıldamak, kıpır kıpır etmek

KIPIRDATMA : Turkish Turkish

kıpırdatmak eylemi

KIPIRDATMAK : Turkish Turkish

kımıldatmak, yerinden oynatmak

KIPIRTI : Turkish Turkish

hafif ve sürekli kımıldanma, kımıltı

KIPIRTILI : Turkish Turkish

kıpırtısı olan

KIPIRTISIZ : Turkish Turkish

kıpırtısı olmayan