Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

ıri parçalara ayırmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(kemikte) kırık oluşmasına yol açmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

kabuklu bir yiyeceğin kabuğunu parçalamak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(bir direnci, eylemi) durdurmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

elirli bir biçimde katlamak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

öldürmek, yok olmasına neden olmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

azaltmak, indirmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

gücünü, etkisini azaltmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

yok etmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

ındirimle almak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

dileğini kabul etmeyerek ya da beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(tavla gibi oyunlarda) karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(dümen, direksiyon vb. için) belli bir yöne döndürmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(tahıl için) ıri ve kaba öğütmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(hareket durumundaki canlının ya da taşıtın) yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

kaçmak, uzaklaşmak

KIRMAK, -AR : Turkish Turkish

(okul, iş gibi gidilmesi gereken bir yere) gitmemek:

KIRMALI : Turkish Turkish

üstünde kırmaları bulunan (giysi)

KİRMAN : Turkish Turkish

kale, germen, °hisar

KIRMANDAL : Turkish Turkish

yaş tütünün dizilip kurutulmak için serildiği yer

KIRMATAŞ : Turkish Turkish

üyük taşların kırılmasıyla elde edilen küçük taşlar, mucur

KİRMEN : Turkish Turkish

elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç

KIRMIZ : Turkish Turkish

kırmızböceğinden çıkarılan parlak al boya

KIRMIZBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

zarkanatlılardan, küçük bir böcek (coccus ilicis)

KIRMIZI : Turkish Turkish

al, kızıl