Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
KIRPIŞMAK : Turkish Turkish

(gözkapakları) çok ışıktan sık sık kırpılmak

KIRPIŞMAK : Turkish Turkish

(işık) yanıp söner gibi olmak

KIRPIŞTIRMA : Turkish Turkish

kırpıştırmak eylemi

KIRPIŞTIRMAK : Turkish Turkish

(gözkapaklarını) çabuk çabuk açıp kapamak, kıpmak, kırpmak

KIRPMA : Turkish Turkish

kırpmak eylemi

KIRPMAK, -AR : Turkish Turkish

parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak

KIRPMAK, -AR : Turkish Turkish

(gözkapaklarını) açıp kapamak, kıpmak

KIRPMAK, -AR : Turkish Turkish

kesinti yapmak, tutumlu davranmak

KIRPMAK, -AR : Turkish Turkish

kumarda birinin parasını almak, ütmek

KIRPTIRMAK : Turkish Turkish

kırpmak eylemini yaptırmak

KIRSAL : Turkish Turkish

kır ile ilgili

KIRSAL : Turkish Turkish

az insanın barındığı, daha çok kır durumunda olan (yer)

KIRSAL KESİM ( YA DA ALAN) : Turkish Turkish

üretim etkinlikleri tarıma dayalı olan, kırsal nüfusun yaşadığı ve çalıştığı alan

KIRSAL NÜFUS : Turkish Turkish

tarımla uğraşan, genellikle kent sınırları dışında köy ve kasabalarda yaşayan nüfus

KIRT KIRT : Turkish Turkish

kırt sesi çıkararak

KIRTASİYE : Turkish Turkish

defter, kâğıt, kalem, mürekkep gibi yazı araç ve gereçlerinin tümü

KIRTASİYE : Turkish Turkish

kâğıtla yapılan işlemler

KIRTASİYECİ : Turkish Turkish

kırtasiye satan kimse

KIRTASİYECİ : Turkish Turkish

devletle ilgili işlerin yürütülmesinde, biçime gereğinden çok önem veren, °bürokrat

KIRTASİYECİLİK : Turkish Turkish

kırtasiyecinin yaptığı iş

KIRTASİYECİLİK : Turkish Turkish

devletle ilgili işlerin yürütülmesinde biçime gereğinden çok önem verme, °bürokrasi

KİRTİL : Turkish Turkish

üyük kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan, ince dallardan örülmüş kapan

KIRTIPİL : Turkish Turkish

değersiz, bayağı, yarım yamalak

KİRTUTMAZ : Turkish Turkish

kir, toz tutmayan (kumaş, dokuma)

KİRTUTMAZLIK : Turkish Turkish

özellikle sentetik dokumaların tozları, kirleri tutmama yatkınlığı