Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LAVANTAÇİÇEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

allıbabagillerden, mavi ya da mor renkli çiçekleri koku sanayiinde kullanılan bir bitki (lavandula)

LAVANTACILIK : Turkish Turkish

lavanta yapma ve satma işi

LAVAŞ : Turkish Turkish

ınce açılmış hamurdan yapılan ekmek

LAVDANOM : Turkish Turkish

ıçinde afyon bulunan sulu bir ilaç

LAVGAR : Turkish Turkish

geveze, boşboğaz, palavracı

LAVMAN : Turkish Turkish

kalınbağırsağı anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama

LAVMAN : Turkish Turkish

u iş için kullanılan aygıt ve sıvı

LAVROVİT, -Tİ : Turkish Turkish

piroksen grubundan doğal silikat

LAVSONİT, -Tİ : Turkish Turkish

hidratlı alüminyum ve kalsiyum çift silikatı

LAVTA : Turkish Turkish

mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı

LAVTA : Turkish Turkish

ebe

LAVTA : Turkish Turkish

doğacak çocuğu ana rahminden çekmeye yarayan aygıt

LAVTA : Turkish Turkish

erkek doğum hekimi

LAVTACI : Turkish Turkish

lavta (i) çalan kimse

LAYEMUT, -TU : Turkish Turkish

ölümsüz, ölmez

LAYIĞINI BULMAK : Turkish Turkish

dengini, yaraşır eşini bulmak

LAYIĞINI BULMAK : Turkish Turkish

hak ettiği cezayı bulmak

LAYİHA : Turkish Turkish

herhangi bir konuda bir görüş ve düşünceyi bildiren yazı

LAYİHA : Turkish Turkish

tasarı

LAYIK GÖRMEK : Turkish Turkish

yakıştırmak, uygun görmek

LAYIK, -ĞI : Turkish Turkish

nitelikleri, özü, eylemleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan; bir kimseye uygun olan, yaraşan

LAYIKIYLA : Turkish Turkish

gerektiği gibi, gereği gibi, gerektiğince

LAYTMOTİF : Turkish Turkish

ana motif

LAYUHTİ : Turkish Turkish

hata işlemeyen, yanlış yapmayan

LAZ : Turkish Turkish

güney kafkasyalı bir halk ya da bu halktan olan kimse