Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LAZ : Turkish Turkish

u halkla ilgili olan

LAZA : Turkish Turkish

al koymaya yarayan küçük tekne

LAZCA : Turkish Turkish

lazların konuştuğu dil

LAZER : Turkish Turkish

çok güçlü ışık pırıltıları oluşturan, iletişimde ve hekimlikte yararlanılan ışık kaynağı

LAZER GÖSTERİSİ : Turkish Turkish

lazer aracılığıyla yapılan gösteri

LAZIM : Turkish Turkish

gerek, gerekli

LAZIM : Turkish Turkish

geçişsiz (eylem)

LAZIM GELMEK ( YA DA OLMAK) : Turkish Turkish

gerekmek

LAZIMLIK : Turkish Turkish

oturak

LCIĞINI CICIĞINI ÇIKARMAK 1) : Turkish Turkish

incelenmemiş, elden geçirilmemiş hiçbir yerini bırakmamak, didik didik etmek

LCIĞINI CICIĞINI ÇIKARMAK 1) : Turkish Turkish

ir konuyu en küçük ayrıntılarına değin incelemek, eleştirmek

LE : Turkish Turkish

l harfinin adı

LEBALEB : Turkish Turkish

ağzına değin dolmuş (olarak), silme

LEBDEĞMEZ : Turkish Turkish

genellikle türk halk şiirinde saz ozanlarının "b, p, v" gibi dudak ünsüzlerini kullanmamaya özen göstererek oluşturdukları şiir

LEBLEBİ : Turkish Turkish

dış kabuğu çıkarıldıktan sonra fırında kavrulup eğlencelik olarak yenen nohut

LEBLEBİ ŞEKERİ : Turkish Turkish

içinde leblebi olan şeker

LEBLEBİCİ : Turkish Turkish

leblebi yapan ya da satan kimse

LEBLEBİCİLİK : Turkish Turkish

leblebi yapma ya da satma işi

LEDÜN İLMİ : Turkish Turkish

tanrı'nın kendisine özgü olan bilgisi

LEDÜN, -NNÜ : Turkish Turkish

tanrı katı

LEF, -FFİ : Turkish Turkish

ıçine sokma, iliştirme

LEFFETMEK : Turkish Turkish

ıçine sokmak, iliştirmek

LEFÜ NEŞİR : Turkish Turkish

irkaç adı bir sözün başında söyledikten sonra bunların sıfat ya da eylemlerini daha aşağıda sıralama

LEGAL : Turkish Turkish

yasal

LEGATO : Turkish Turkish

ir parçanın notalarının, ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini ya da çalınacağını anlatır