Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LEKELENMEK : Turkish Turkish

kötü tanınmak

LEKELİ : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle üzerinde leke olmuş, lekesi olan

LEKELİ : Turkish Turkish

kötü tanınmış, lekelenmiş

LEKESİZ : Turkish Turkish

lekesi olmayan, tertemiz

LEKESİZ : Turkish Turkish

namuslu

LEKSİKOGRAF : Turkish Turkish

sözlükçü

LEKSİKOGRAFİ : Turkish Turkish

sözlükçülük

LEKSİKOLOG : Turkish Turkish

sözcükbilimci

LEKSİKOLOJİ : Turkish Turkish

sözcükbilim

LEKTÖR : Turkish Turkish

okutman

LEMİS, -MSİ : Turkish Turkish

el ile dokunarak duyma, bir şeye el ile dokunma

LENDUHA : Turkish Turkish

çok iri ve kaba (şey)

LENF : Turkish Turkish

lenf damarlarında dolaşan kanla, doku öğeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı bir sıvı, akkan

LENF DAMARLARI : Turkish Turkish

içinde lenf dolaşan damarlar

LENF DÜĞÜMLERİ ( YA DA BOĞUMLARI) : Turkish Turkish

üç santimetre ya da daha küçük çapta olabilen yuvarlak, oval akyuvar çoğalma merkezleri

LENF ORGANI : Turkish Turkish

ademcikler ve dalak gibi lenfosit yapan organlar

LENFATİK : Turkish Turkish

lenfle ilgili olan

LENFATİK : Turkish Turkish

lenfatizme tutulmuş olan (kimse)

LENFATİZM : Turkish Turkish

vitamin azlığından ya da lenf boğumlarının oylumunun artmasından doğan, derinin aşırı beyazlığı, tenin çok yumuşak olması, ayaklarda şişme ve boyundaki bezlerde büyüme gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalık

LENFOSİT : Turkish Turkish

kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan gözesi

LENGER : Turkish Turkish

yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap

LENGER : Turkish Turkish

ir lengerin alabileceği miktarda olan

LENGER : Turkish Turkish

gemi demiri

LENGÜİSTİK : Turkish Turkish

dilbilim

LENİNCİ : Turkish Turkish

lenincilik yanlısı olan (kimse, görüş), °leninist