Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LASTİK : Turkish Turkish

esnek, ince kauçuk ya da kauçuklu şerit

LASTİK : Turkish Turkish

ir tür esnek örgü

LASTİK GİBİ : Turkish Turkish

çevik

LASTİK GİBİ : Turkish Turkish

(et için) az pişmiş, sert

LASTİK TUTKALI : Turkish Turkish

lastiklerin kasnağa yapıştırılmasını sağlayan madde

LASTİKAĞACI, -NI : Turkish Turkish

kauçuk

LASTİKLİ : Turkish Turkish

ıçinde ya da üzerinde lastik bulunan

LASTİKLİ : Turkish Turkish

irden çok anlam verilebilen (söz, konuşma)

LASTİKOTİN : Turkish Turkish

ınce iplikle çok sık dokunmuş yünlü kumaş

LASTİKOTİN : Turkish Turkish

u kumaştan yapılmış olan

LATA : Turkish Turkish

dar ve kalınca tahta

LATA : Turkish Turkish

osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir tür üstlük

LATANYA : Turkish Turkish

kimi türleri evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kimi türlerinden de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye (latania rubra)

LATEKS : Turkish Turkish

kimi bitkilerin genellikle süt görünümünde olan özsuyu

LATEKSLİ : Turkish Turkish

lateks salgılayan (bitki)

LATERİT, -Tİ : Turkish Turkish

sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı ya da kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak

LATERNA : Turkish Turkish

kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür çalgı

LATERNACI : Turkish Turkish

laterna yapan, satan ya da çalan (kimse)

LATİF : Turkish Turkish

yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan

LATİFE : Turkish Turkish

şaka

LATİFE ETMEK : Turkish Turkish

etmek

LATİFE LATİF GEREK : Turkish Turkish

"şaka yaparken bile incelikten ayrılmamak gerek" anlamında kullanılır

LATİFECİ : Turkish Turkish

şakacı

LATİN : Turkish Turkish

ıtalya'da latium bölgesi halkından olan kimse

LATİN : Turkish Turkish

latinlerle ilgili olan (şey)