Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LAMBALIK : Turkish Turkish

eski evlerde lamba koyacak ya da takılacak yer

LAMBALIK : Turkish Turkish

ir lambanın alabileceği kadar

LAMBAYI AÇMAK : Turkish Turkish

ışığı yakmak

LAMBAYI AÇMAK : Turkish Turkish

lambanın fitilini yükseltip ışığını çoğaltmak

LAMBRİ : Turkish Turkish

ir yapının iç duvar kaplaması

LAMBRİ : Turkish Turkish

tavan kaplaması

LAME : Turkish Turkish

dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan (kumaş) ya da metal parlaklığı verilmiş (deri)

LAME : Turkish Turkish

öyle bir kumaş ya da deriden yapılmış olan

LAMEL : Turkish Turkish

mikroskopla yapılan incelemede kimi vakit lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

LAMI CİMİ YOK : Turkish Turkish

değişmez, kesin, başka yolu yok

LAMİNARYA : Turkish Turkish

ütün denizlerde yetişen, sarı ya da esmer renkte, emici köklerle kayalara tutunan, uzun şeritler durumunda bir deniz yosunu (laminaria)

LAMİSE : Turkish Turkish

dokunum

LAMİSE : Turkish Turkish

duyarga

LANARKİT : Turkish Turkish

hidratlı doğal kurşun sülfat

LANDO, LANDON : Turkish Turkish

dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan binek arabası

LANET ETMEK : Turkish Turkish

kargımak

LANET OKUMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin tanrı'nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek

LANET OLSUN! : Turkish Turkish

ilenme sözü olarak kullanılır

LANET, -Tİ : Turkish Turkish

tanrı'nın, insanların sevgi ve ilgisinden yoksunluk, kargış, kargıma

LANET, -Tİ : Turkish Turkish

erbat, sinir bozucu, çok kötü

LANET, -Tİ : Turkish Turkish

ters, aksi

LANETLEME : Turkish Turkish

lanetlemek eylemi

LANETLEME : Turkish Turkish

lanetlenmiş

LANETLEMEK : Turkish Turkish

kargımak, lanet etmek

LANETLEMEK : Turkish Turkish

(tanrı) merhametinden yoksun bırakmak