Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LANETLEMEK : Turkish Turkish

dinden kovmak

LANETLENME : Turkish Turkish

lanetlenmek eylemi

LANETLENMEK : Turkish Turkish

lanet edilmek, lanete uğramak

LANETLİ : Turkish Turkish

lanetlenmiş, kargınmış, kargışlı, °melun

LANGIR LUNGUR : Turkish Turkish

metalsi bir ses çıkararak

LANGIR LUNGUR : Turkish Turkish

dikkatsizce, savruk bir biçimde

LANGIRT : Turkish Turkish

dikdörtgen masa üzerinde türlü aygıtları yönetmek yoluyla küçük bilyeleri belirli deliklere sokmak ya da bu deliklere girmesini önlemek amacına dayanan oyun

LANGUR : Turkish Turkish

maymunlardan, hindistan'da yaşayan. külrengi ya da kırmızıya çalan sarı tüylü, büyük bir maymun (presbytis entellus)

LANGUST, -TU : Turkish Turkish

kabuklulardan, makasları olmaması, duyargalarının daha uzun ve güçlü olmasıyla ıstakozdan ayrılan, eti için avlanan bir deniz hayvanı (palinurus vulgaris)

LANOLİN : Turkish Turkish

yapağıdan elde edilen, eczacılıkta ve parfümeride kullanılan, sarımtırak renkte bir yağ

LANSE : Turkish Turkish

ıleri atılmış, ortaya çıkarılmış

LANSE ETMEK : Turkish Turkish

(birini, bir şeyi) tanıtmak amacıyla öne sürmek, ortaya çıkarmak

LANTAN : Turkish Turkish

atom numarası 57, atom ağırlığı 138,9 ve yoğunluğu 6,1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir element, simgesi la

LANTANİT : Turkish Turkish

irbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57 ile 71 arasında olan, seyrek bulunan elementlerin genel adı

LAP : Turkish Turkish

yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan sesi anlatır

LAP : Turkish Turkish

lenf düğümlerindeki büyümeler, değişiklikler

LAP LAP : Turkish Turkish

köpek ve kedi gibi hayvanların su içerken çıkardıkları sesi anlatır

LAPA : Turkish Turkish

nişastalı tanelerin, suyla kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

LAPA : Turkish Turkish

ketentohumu ve benzeri bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen, sıcak olarak tülbent içinde vücuda dıştan uygulanan ilaç

LAPA GİBİ : Turkish Turkish

yumuşak, gevşek: pilav lapa gibi olmuş

LAPA VURMAK : Turkish Turkish

ağrıyı kesmek, iyileştirmek amacıyla lapa koymak

LAPACI : Turkish Turkish

vücutça toplu ve iri olmasına karşın direnci az olan

LAPAROSKOPİ : Turkish Turkish

karın zarı boşluğunun ışıklı bir aygıtla gözlenmesi ve ameliyatı

LAPÇIN : Turkish Turkish

tabanı meşinden olan mest, edik

LAPİLLİ : Turkish Turkish

yanardağlardan fırlayan çok küçük katı parça