Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
LAKIRDIYA BOĞMAK : Turkish Turkish

gereksiz ve boş sözlerle konuşmayı uzatmak

LAKIRDIYA TUTMAK : Turkish Turkish

konuşarak oyalamak

LAKIRDIYI AĞZINA TIKAMAK : Turkish Turkish

irinin sözünü bitirmesine olanak vermeden onu ters bir karşılıkla susmak zorunda bırakmak

LAKIRDIYI EZİP BÜZMEK : Turkish Turkish

söylemesini beceremeyip aynı şeyleri yinelemek

LAKLAK : Turkish Turkish

leyleğin gagasıyla çıkardığı ses

LAKLAK : Turkish Turkish

ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

LAKLAK ETMEK : Turkish Turkish

karşılıklı, gelişigüzel, havadan sudan konuşmak

LAKLAKA : Turkish Turkish

gereksiz, anlamsız, boş söz

LAKLAKIYAT, -TI : Turkish Turkish

oş ve değersiz sözler

LAKONİK : Turkish Turkish

kısa ve özlü (söz), °veciz

LAKTAZ : Turkish Turkish

süt şekerini (laktoz) üzüm şekerine (glikoz) çeviren bir bağırsak enzimi

LAKTİK : Turkish Turkish

ekşi sütte ve bitkilerin çoğunda bulunan "laktik asit" teriminde geçer, asit alkol, süt asidi

LAKTOZ : Turkish Turkish

sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri

LAKTOZLU : Turkish Turkish

ileşiminde, yapısında laktoz bulunan

LAL : Turkish Turkish

dili tutulmuş, dilsiz

LAL, -Lİ : Turkish Turkish

parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş

LAL, -Lİ : Turkish Turkish

şarap, kırmızı şarap

LAL, -Lİ : Turkish Turkish

kırmızı renkli bir çeşit mürekkebe verilen ad

LAL, -Lİ : Turkish Turkish

parlak kırmızı renkte olan

LALA : Turkish Turkish

çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse

LALA : Turkish Turkish

şehzadelerin özel eğitmenleri

LALA : Turkish Turkish

padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları san

LALA PAŞA EĞLENDİRMEK : Turkish Turkish

işini gücünü bırakıp karşısındakinin hoş vakit geçirmesini sağlamak

LALALIK : Turkish Turkish

lala olma durumu ya da lalanın görevi

LALANGA : Turkish Turkish

yağda kızartılarak, üzerine şeker ya da şerbet dökülen bir hamur tatlısı