Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MADALYA : Turkish Turkish

yararlık gösterenlere, yarışlarda ve sergilerde derece alanlara ödül, kimi kez de önemli bir olay dolayısıyla ilgililere andaç olarak verilen metal nişan

MADALYALI : Turkish Turkish

madalyası olan

MADALYANIN ( YA DA MADALYONUN) TERS TARAFI ( YA DA TERSİ) : Turkish Turkish

olumlu bir iş, bir durum ya da bir olayın düşünülmesi, hesaba katılması gereken olumsuz yönü

MADALYASIZ : Turkish Turkish

madalyası olmayan

MADALYON : Turkish Turkish

ıçine küçücük resim, saç teli gibi andaçlar konabilen, boyna zincirle asılan, genellikle değerli metalden yapılmış, türlü biçimde süs eşyası

MADALYON : Turkish Turkish

mimari yapıtlarda madolyana benzeyen süsleme öğesi

MADALYONCU : Turkish Turkish

madolyon yapan ya da satan kimse

MADAM : Turkish Turkish

fransızca'da evli kadınlara verilen san

MADAM : Turkish Turkish

türkçe'de müslüman olmayan evli kadın

MADAMA : Turkish Turkish

madam

MADARA : Turkish Turkish

kötü, sevimsiz

MADARA ETMEK : Turkish Turkish

kötü duruma düşürmek; yalanını, yanlışını çıkarmak

MADARA OLMAK : Turkish Turkish

kötü duruma düşmek; yalanı, yanlışı ortaya çıkmak

MADDE : Turkish Turkish

duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, özdek

MADDE : Turkish Turkish

öğe, °unsur

MADDE : Turkish Turkish

yasa, sözleşme, antlaşma gibi metinlerde, her biri başlıbaşına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm

MADDE : Turkish Turkish

sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan sözcük ya da konulardan her biri

MADDE : Turkish Turkish

ıleri sürülen sorun

MADDE : Turkish Turkish

para, mal vb. ile ilgili şey

MADDECİ : Turkish Turkish

özdekçi, °materyalist

MADDECİ : Turkish Turkish

para, mal vb.ye çok önem veren (kimse)

MADDECİLİK : Turkish Turkish

özdekçilik, °materyalizm

MADDECİLİK : Turkish Turkish

para, mal vb.ye çok önem verme

MADDELEŞME : Turkish Turkish

maddeleşmek eylemi

MADDELEŞMEK : Turkish Turkish

madde durumuna gelmek