Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MADDESEL : Turkish Turkish

madde ile ilgili, °maddi

MADDESEL : Turkish Turkish

madde niteliğinde olan, özdeksel, °maddi

MADDESEL NOKTA : Turkish Turkish

ir maddenin, üç boyuttan soyutlanmış varsayılan çok küçük parçası

MADDETEN : Turkish Turkish

madde bakımından, "manen" karşıtı

MADDİ : Turkish Turkish

madde ile ilgili, maddesel, manevi karşıtı

MADDİ : Turkish Turkish

maddeden oluşan

MADDİ : Turkish Turkish

nesnelerle ilgili olan

MADDİ : Turkish Turkish

paraya, mala çok önem veren (kimse)

MADDİLEŞME : Turkish Turkish

maddileşmek eylemi

MADDİLEŞMEK : Turkish Turkish

maddeye önem verir duruma gelmek

MADDİLİK : Turkish Turkish

maddi olma durumu

MADDİYAT, -TI : Turkish Turkish

madde ile ilgili şeyler

MADDİYATÇI : Turkish Turkish

maddiyata özellikle paraya aşırı değer veren kimse

MADEM : Turkish Turkish

"değil mi ki,
..-diği için,
..-diğine göre" anlamlarında neden göstermek için, başına getirildiği tümceyi daha sonraki tümceye bağlar

MADEMKİ : Turkish Turkish

madem

MADEN : Turkish Turkish

yerb. yerkabuğunun kimi bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral

MADEN : Turkish Turkish

metal

MADEN : Turkish Turkish

maden ocağı ya da maden işletmesi

MADEN : Turkish Turkish

çok değerli şeyleri kapsayan kaynak

MADEN : Turkish Turkish

kolay ve iyi kazanç sağlayan iş ya da parası elinden kolaylıkla alınan kimse

MADEN : Turkish Turkish

madenden yapılmış

MADEN CEVHERİ ( YA DA FİLİZİ) : Turkish Turkish

içindeki maden oranı işletilmeye elverişli miktarda olan filiz

MADEN DEVRİ : Turkish Turkish

tarihten önceki zamanların ayrıldığı üç çağdan sonuncusu olan ve madenlerin kullanılmaya başlandığı zaman kesimine verilen ad

MADEN MAVİSİ : Turkish Turkish

külrengine çalan parlak mavi

MADEN YATAĞI : Turkish Turkish

maden filizi katmanlarının bulunduğu alan