Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MANA : Turkish Turkish

ıçyüz, ruh

MANA ÇIKARMAK : Turkish Turkish

yersiz bir sezgiye varmak; yanlış değerlendirmek

MANA VERMEK : Turkish Turkish

kendince bir anlam çıkarmak, yorumlamak

MANALI : Turkish Turkish

anlamlı

MANALI : Turkish Turkish

gizli anlamı olan, °manidar

MANALI MANALI : Turkish Turkish

ir şey sezdirmeye çalışarak, anlamlı anlamlı

MANAS : Turkish Turkish

kınkanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek, tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (polyhylla fullo)

MANASIZ : Turkish Turkish

anlamsız

MANASIZ : Turkish Turkish

yersiz, boş, yararsız

MANASIZLIK : Turkish Turkish

manasız olma durumu, anlamsızlık

MANASTIR : Turkish Turkish

kimi kesin kurallara bağlı rahip ya da rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı, °keşişhane

MANAV : Turkish Turkish

meyve ve sebze satılan yer

MANAV : Turkish Turkish

meyve ve sebze satan kimse

MANAVLIK : Turkish Turkish

manavın işi ya da mesleği

MANCA : Turkish Turkish

yiyecek

MANCA : Turkish Turkish

kedi, köpek yiyeceği

MANCANA : Turkish Turkish

gemilerde içme suyu konulan büyük, yassı fıçı

MANCELİNA : Turkish Turkish

sütleğengillerden, antil adalarında yetişen, çok ağılı bir ağaç (manzenilla)

MANCINIK : Turkish Turkish

top yapımının bilinmediği çağlarda, kale kuşatmalarında, ağır taş gülle fırlatmakta kullanılan basit bir savaş aracı

MANCINIK : Turkish Turkish

ıpekçi çıkrığı

MANCINIK İŞİ : Turkish Turkish

kozadan ipek sağma işi

MANCINIKÇI : Turkish Turkish

ıpekçi çıkrığını kullanan kimse

MANÇU : Turkish Turkish

mançurya halkından olan kimse

MANÇUCA : Turkish Turkish

mançu dili

MANDA : Turkish Turkish

gevişgetirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, susığırı (buffelus)