Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MANDARİN : Turkish Turkish

avrupalıların, çin devlet memurlarına verdikleri ad

MANDARİNLİK : Turkish Turkish

mandarin olma durumu

MANDARİNLİK : Turkish Turkish

mandarinin görevi ya da orunu

MANDATER : Turkish Turkish

mandacılık yanlısı, mandacı

MANDEPSİ : Turkish Turkish

tuzak, oyun

MANDEPSİYE BASMAK ( YA DA MANDEPSİYE DÜŞMEK) : Turkish Turkish

aldatılmak, tuzağa düşmek

MANDIRA : Turkish Turkish

koyun, keçi gibi süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer

MANDIRACI : Turkish Turkish

mandıra işleten kimse

MANDIRACILIK : Turkish Turkish

mandıra işletmeciliği

MANDOLİN : Turkish Turkish

ıkişer ikişer aynı değerde dört çift telli, kısa saplı bir çalgı

MANDOLİNCİ : Turkish Turkish

mandolin çalan müzikçi

MANDOLİNCİ : Turkish Turkish

mandolin satan, yapan ya da onaran kimse

MANEJ : Turkish Turkish

at eğitimi

MANEJ : Turkish Turkish

u eğitimin yapıldığı yer

MANEJ : Turkish Turkish

(bir atlı gösteride) binicilik gösterilerinin tümü

MANEN : Turkish Turkish

ıç varlık bakımından, manevi yönden, ruhça

MANEVİ : Turkish Turkish

görülmeyen, duyularla sezilebilen, soyut, tinsel: manevi değerler. manevi zarar

MANEVİ EVLAT : Turkish Turkish

ir kişinin yasalara göre evlat edindiği kimse

MANEVİYAT, -TI : Turkish Turkish

maddi olmayan, manevi şeyler

MANEVİYAT, -TI : Turkish Turkish

mec.yürek gücü, °moral

MANEVİYATÇI : Turkish Turkish

manevi olana bağlı (kimse, görüş vb.)

MANEVİYATI BOZULMAK : Turkish Turkish

yürek gücü sarsılmak

MANEVİYATINI KIRMAK : Turkish Turkish

yürek gücünü sarsmak

MANEVRA : Turkish Turkish

ir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi

MANEVRA : Turkish Turkish

geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket