Turkish
Turkish
MEŞELİK : Turkish Turkish
meşe korusu ya da meşe ormanı
MESEN : Turkish Turkish
sanatçıları bilim adamlarını koruyan, onlara para yardımında bulunan kimse
MESERRET, -Tİ : Turkish Turkish
sevinç
MESERRETLE : Turkish Turkish
sevinçle
MESES : Turkish Turkish
üvendire
MEŞGALE : Turkish Turkish
uğraşılan şey, iş güç, uğraşı
MEŞGUL ETMEK : Turkish Turkish
vaktini almak
MEŞGUL ETMEK : Turkish Turkish
uğraştırmak
MEŞGUL ETMEK : Turkish Turkish
oyalamak
MEŞGUL OLMAK : Turkish Turkish
vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak
MEŞGUL, -LÜ : Turkish Turkish
ir işle uğraşan, iş görmekte olan
MEŞGUL, -LÜ : Turkish Turkish
çalışır, kullanılır durumda olan, dolu
MEŞGUL, -LÜ : Turkish Turkish
her an çalışan (kimse)
MEŞGUL, -LÜ : Turkish Turkish
(zihin, kafa için) düşünceye dalmış, dalgın
MEŞGULİYET, -Tİ : Turkish Turkish
meşgul olma, uğraşma durumu
MEŞGULİYET, -Tİ : Turkish Turkish
uğraş
MESH : Turkish Turkish
ir şeyi elle sıvazlama
MESH : Turkish Turkish
aptes alırken ıslak eli, baş ve meste sürme
MEŞHER : Turkish Turkish
sergi
MEŞHET : Turkish Turkish
şehit düşülen yer ya da şehidin gömüldüğü yer
MESHETME : Turkish Turkish
meshetmek eylemi
MESHETMEK : Turkish Turkish
aptes alırken ıslak eli başa ve meste sürmek
MEŞHUR : Turkish Turkish
ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen, angın
MEŞHUR : Turkish Turkish
ünlü, tanınmış kimse: bu program, meşhurların geçitiydi sanki
MEŞHUR ETMEK : Turkish Turkish
tanınmasını, ünlenmesini sağlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani