Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MEŞHUR OLMAK : Turkish Turkish

ün kazanmak, tanınmak, ünlenmek

MEŞHURLUK : Turkish Turkish

meşhur olma durumu, ünlülük, tanınmışlık

MEŞHUT : Turkish Turkish

görülen, gözle görülmüş, tanık olunmuş

MESİH : Turkish Turkish

ısa peygamber'e verilen adlardan biri

MEŞİHAT, -TI : Turkish Turkish

şeyhlik

MEŞİHAT, -TI : Turkish Turkish

şeyhülislamın orunu, °şeyhülislamlık

MEŞİME : Turkish Turkish

dölyatağı

MEŞİME : Turkish Turkish

etene, son, döleşi, °plasenta

MEŞİN : Turkish Turkish

sepilenmiş koyun derisi

MEŞİN : Turkish Turkish

u deriden yapılmış olan

MEŞİN GİBİ : Turkish Turkish

kararmış ve sertleşmiş (insan derisi)

MEŞİN SURATLI : Turkish Turkish

utanmaz, onursuz (kimse)

MEŞİN YUVARLAK : Turkish Turkish

(ayaktopunda) top

MESİR : Turkish Turkish

gezinti yeri

MESİR BAYRAMI : Turkish Turkish

manisa'da her yıl 15 nisanda yapılan geleneksel bayram

MESİR MACUNU : Turkish Turkish

mesir bayramında kırk bir tür baharattan yapılarak halka dağıtılan macun

MESİRE : Turkish Turkish

gezinti yeri, gezilecek yer

MESİRELİK : Turkish Turkish

gezmeye elverişli yer, mesire yeri, gezinti yeri

MEŞK ALMAK : Turkish Turkish

ders almak

MEŞK ETMEK : Turkish Turkish

alışmak ya da öğrenmek için çalışmak

MEŞK VERMEK : Turkish Turkish

ders vermek

MEŞK, -Kİ : Turkish Turkish

ir öğretmenin aynını yazmaları için öğrencilerine verdiği yazı örneği

MEŞK, -Kİ : Turkish Turkish

(yazı ve müzikte) alışmak ve öğrenmek için yapılan çalışma, el alıştırması

MEŞK, -Kİ : Turkish Turkish

yazı ya da müzik dersi

MESKEN : Turkish Turkish

oturulan, barınılan yer, konut, °ikametgâh