Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MESKEN TUTMAK : Turkish Turkish

yerleşmek

MESKENET, -Tİ : Turkish Turkish

miskinlik, beceriksizlik

MESKENET, -Tİ : Turkish Turkish

yoksulluk, fakirlik

MEŞKÛK, -KÜ : Turkish Turkish

kuşku uyandıran, kuşkulu, şüpheli

MESKÛKÂT, -TI : Turkish Turkish

sikkeler, metal paralar

MESKÛN : Turkish Turkish

ınsan oturan, şenelmiş (yer)

MESKÛN : Turkish Turkish

yurt edinilmiş (yer)

MESKÛN KILMAK : Turkish Turkish

ir yeri şeneltmek

MEŞKÛR : Turkish Turkish

eğenilmiş, övülmüş

MESKÛT GEÇMEK : Turkish Turkish

söylemeden geçmek

MESKÛT KALMAK : Turkish Turkish

konuşulmamak

MESKÛT, -TU : Turkish Turkish

söylenmemiş

MESLEK : Turkish Turkish

ir kimsenin yaşamını sürdürmek, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş

MESLEK : Turkish Turkish

uğraş

MESLEK : Turkish Turkish

deneyim ya da çıraklık eğitimiyle kazanılan iş

MESLEK : Turkish Turkish

zihinsel sanatsal vb. çalışmaya dayalı iş

MESLEK : Turkish Turkish

çığır, okul, °ekol

MESLEK : Turkish Turkish

irbirine bağlı bilimsel ya da felsefi düşünceler birliği; bir düşün çevresinde toplanmış çeşitli bilgiler, dizge, °sistem

MESLEK SEÇMEK : Turkish Turkish

geçimini sağlamak için yeteneklerine ve isteğine göre bir işi sürekli yapmak

MESLEKİ : Turkish Turkish

mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan

MESLEKSİZ : Turkish Turkish

mesleği olmayan, işsiz güçsüz (kimse)

MESLEKSİZLİK : Turkish Turkish

mesleksiz olma durumu

MESLEKTAŞ : Turkish Turkish

aynı meslekten olan kimse ya da kimseler

MESLEKTAŞLIK : Turkish Turkish

meslektaş olma durumu

MESMU : Turkish Turkish

ışitilmiş, duyulmuş olan