Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUHAFAZAKÂR : Turkish Turkish

tutucu

MUHAFAZAKÂRLIK : Turkish Turkish

tutuculuk

MUHAFAZALI : Turkish Turkish

korunaklı

MUHAFAZASIZ : Turkish Turkish

korunaksız

MUHAFIZ : Turkish Turkish

irini ya da bir şeyi koruyan, kollayan, gözeten kimse, koruyucu

MUHAFIZ : Turkish Turkish

ir kalenin ya da bir kentin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan

MUHAFIZ ALAYI ( YA DA KITASI) : Turkish Turkish

devlet başkanlarını, kralları korumakla görevli askeri birlik

MUHAFIZLIK : Turkish Turkish

muhafız olma durumu

MUHAFIZLIK : Turkish Turkish

muhafızın görevi

MUHAKEME : Turkish Turkish

irbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, yargılama

MUHAKEME : Turkish Turkish

usavurma, uslamlama

MUHAKEME : Turkish Turkish

ir sorunu çözmek için çıkar yol arama

MUHAKEME : Turkish Turkish

irbirine karşı olan iki tarafı dinleyerek bir yargıya varma, yargılama

MUHAKEME : Turkish Turkish

usavurma, uslamlama

MUHAKEME : Turkish Turkish

ir sorunu çözmek için çıkar yol arama

MUHAKEME ETMEK : Turkish Turkish

yargılamak

MUHAKEME ETMEK : Turkish Turkish

usavurmak

MUHAKEME ETMEK : Turkish Turkish

yargılamak

MUHAKEME ETMEK : Turkish Turkish

usavurmak

MUHAKEME YÜRÜTMEK : Turkish Turkish

düşünmek, soruna bir çözüm aramak

MUHAKKAK,-KI : Turkish Turkish

doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş

MUHAKKAK,-KI : Turkish Turkish

herhalde, ne olursa olsun, kesinlikle

MUHAKKİK, -KI : Turkish Turkish

gerçeği araştıran

MUHAKKİK, -KI : Turkish Turkish

soruşturucu, soruşturmacı

MUHAL, -Lİ : Turkish Turkish

olamaz, olmaz, olmayacak; olması, gerçekleşmesi olanaksız