Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MUHALEFET ETMEK : Turkish Turkish

karşı davranışta bulunmak, karşı çıkmak

MUHALEFET PARTİSİ : Turkish Turkish

hükümet kurmaya katılmamış parti

MUHALEFET, -Tİ : Turkish Turkish

ir tutuma, bir görüşe, bir eyleme karşı olma durumu, aykırılık

MUHALEFET, -Tİ : Turkish Turkish

karşı görüşte, tutumda olan kimseler topluluğu

MUHALEFET, -Tİ : Turkish Turkish

demokraside iktidarın dışında olan parti ya da partiler

MUHALEFET, -Tİ : Turkish Turkish

karşı çıkma alışkanlığında olan, aykırı

MUHALİF : Turkish Turkish

ir tutuma, bir görüşe, bir eyleme karşı olan, aykırı olan

MUHALİF : Turkish Turkish

aykırılık eden, uymayan, uygunluk göstermeyen

MUHALLEBİ : Turkish Turkish

süt, şeker ve pirinç unu katılarak yapılan bir tatlı

MUHALLEBİ ÇOCUĞU : Turkish Turkish

nazlı büyütülmüş (çocuk)

MUHALLEBİCİ : Turkish Turkish

muhallebi yapan ya da satan kimse

MUHALLEBİCİ : Turkish Turkish

muhallebi satılan yer

MUHALLEBİCİ : Turkish Turkish

nazlı büyütülmüş (kimse)

MUHALLEBİCİLİK : Turkish Turkish

muhallebici olma durumu

MUHALLEBİCİLİK : Turkish Turkish

muhallebi yapma ve satma işi

MUHAMMEDİ : Turkish Turkish

hz. muhammet ümmetinden olan kimse, müslüman

MUHAMMEN : Turkish Turkish

oranlanan, °tahmin edilen

MUHAMMES : Turkish Turkish

eş parçası olan, beşli

MUHAMMES : Turkish Turkish

eşgen

MUHAMMES : Turkish Turkish

eşli

MUHAMMİN : Turkish Turkish

oranlayan, °tahmin eden

MUHAREBE : Turkish Turkish

savaşma, vuruşma, harp etme, iki ordu arasındaki çarpışma, savaş: sakarya meydan muharebesi

MUHAREBE : Turkish Turkish

güçlü tartışma, çatışma

MUHARİP : Turkish Turkish

savaşa katılan, savaşan, savaşçı

MUHARREM : Turkish Turkish

kamer takviminin birinci ayı, aşure ayı