Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
MÜNASEBETSİZ : Turkish Turkish

uygun olmayan, yakışıksız

MÜNASEBETSİZ : Turkish Turkish

ters, aksi

MÜNASEBETSİZ : Turkish Turkish

yakışıksız iş gören, sıra, saygı gözetmeyen (kimse)

MÜNASEBETSİZLİK : Turkish Turkish

münasebetsiz olma durumu ya da münasebetsiz davranış, saygısızlık, densizlik

MÜNASEBETTE BULUNMAK : Turkish Turkish

ilişkisi olmak

MÜNASİP : Turkish Turkish

uygun, yerinde

MÜNASİP : Turkish Turkish

eğenilen, hoşa giden, uygun

MÜNASİP DÜŞMEK : Turkish Turkish

uygun gelmek; yakışmak

MÜNASİP GÖRMEK : Turkish Turkish

uygun ve yerinde bulmak

MÜNASİP OLMAK : Turkish Turkish

uygun, yerinde, yakışır olmak

MÜNAVEBE : Turkish Turkish

nöbetleşme, keşikleme, almaş

MÜNAVEBE İLE : Turkish Turkish

nöbetleşe, nöbetle, sıra ile

MÜNAZAA : Turkish Turkish

ağız kavgası, çekişme, °münakaşa

MÜNAZAA : Turkish Turkish

ıki taraf arasındaki kavga, düşmanlık

MÜNAZAALI : Turkish Turkish

kavgalı, ihtilaflı

MÜNAZARA : Turkish Turkish

ir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma, tartışı

MÜNAZARA : Turkish Turkish

divan edebiyatında zıt varlıklar ve kavramlar arasındaki karşıtlığı anlatan yazı türü

MÜNAZARA : Turkish Turkish

ir konunun, iki grup tarafından değişik iki açıdan belli kurallar çerçevesinde değerlendirilmesiyle yapılan tartışma

MÜNCER OLMAK : Turkish Turkish

sonuçlanmak, sonuca varmak

MÜNCER, -RRİ : Turkish Turkish

ir yana doğru çekilip sürüklenen

MÜNDEMİÇ : Turkish Turkish

ir şeyin içinde var olan, bulunan, saklı olan

MÜNDEMİÇ : Turkish Turkish

ıçkin

MÜNDERECAT, -TI : Turkish Turkish

ıçindekileri

MÜNDERİÇ : Turkish Turkish

ir şeyin içinde yer almış

MÜNEBBİH : Turkish Turkish

uyarıcı