Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
NEZARET, -Tİ : Turkish Turkish

görü

NEZARET, -Tİ : Turkish Turkish

gözaltı, gözetim

NEZARET, -Tİ : Turkish Turkish

denetim, °kontrol

NEZARETE ALMAK : Turkish Turkish

gözaltına almak

NEZARETHANE : Turkish Turkish

gözaltına alınan kimselerin konulduğu yer

NEZETMEK : Turkish Turkish

ayırmak, çekip almak

NEZİF, -ZFİ : Turkish Turkish

kanama

NEZİH : Turkish Turkish

temiz, temiz ahlaklı

NEZİR, -ZRİ : Turkish Turkish

adak

NEZLE : Turkish Turkish

soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, dumağı

NEZRETMEK : Turkish Turkish

adamak

NEZT, -ZDİ : Turkish Turkish

yan, kat

: Turkish Turkish

nikel'in simgesi

NİCE : Turkish Turkish

kaç, ne kadar

NİCE : Turkish Turkish

oldukça çok

NİCE : Turkish Turkish

nasıl

NİCE : Turkish Turkish

uzun süreden beri

NİCE NİCE : Turkish Turkish

pek çok

NİCEL : Turkish Turkish

nicelik bakımından olan, nicelikle ilgili bulunan

NİCELEME : Turkish Turkish

nicelemek eylemi

NİCELEMEK : Turkish Turkish

ir şeyi sayı, ölçü vb. ile bildirmek

NİCELEMEK : Turkish Turkish

ir terime, tek ya da çok oluşuna göre bir nicelik yüklemek

NİCELEYİCİ : Turkish Turkish

niceleme niteliği olan

NİCELİK : Turkish Turkish

ir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumu, °kemiyet, °miktar

NİCELİK : Turkish Turkish

ir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları