Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖNLÜKLÜ : Turkish Turkish

önlük giymiş olan

ÖNLÜKLÜK : Turkish Turkish

önlük yapmaya elverişli (kumaş)

ONMADIK : Turkish Turkish

sıkıntıdan kurtulamayan, şanssız (kimse)

ONMADIK : Turkish Turkish

verimsiz

ONMADIK BAŞ : Turkish Turkish

şanssız kimse

ONMAK, -AR : Turkish Turkish

daha iyi bir duruma girmek, iyileşmek, °salah bulmak

ONMAK, -AR : Turkish Turkish

eksiği kalmayıp gönül ferahlığına ermek, mutlu olmak; °mesut olmak

ONMAK, -AR : Turkish Turkish

hastalıktan, dertten kurtulmak, °şifa bulmak, °felah bulmak, °iflah olmak

ONMAZ : Turkish Turkish

ıyileşme olanağı bulunmayan

ÖNODA : Turkish Turkish

gözde saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluk

ÖNOLUŞ, ÖNOLUŞUM : Turkish Turkish

varlığın yoktan oluşmadığını, tohum durumunda, son derece küçük ve tam olarak önceden var olduğunu, sonradan büyüyüp geliştiğini ileri süren kuram

ONOMASTİK : Turkish Turkish

özeladbilim

ONÖR : Turkish Turkish

kimi kâğıt oyunlarında özellikle briçte değerli kâğıt

ONORE : Turkish Turkish

yüzakı, şeref, onur

ONORE ETMEK : Turkish Turkish

onurlandırılmak

ONS : Turkish Turkish

fransa'da 30,59gr. ıngiltere'de 28,349 gr. ağırlığında bir tartı birimi

ÖNSEÇİCİ : Turkish Turkish

ön elemeyi yapan (kimse, kurul)

ÖNSEÇİM : Turkish Turkish

genel seçimde aday gösterilecek kişileri saptamak için, bir parti üyesi olan belli sayıdaki seçmenlerin katılmasıyla yapılan seçim

ÖNSEÇİM : Turkish Turkish

ir yarışmada yarışmaya katılanlar arasında ön eleme yapma işi

ÖNSEÇİM : Turkish Turkish

ir antenin aldığı çeşitli yayınlar arasında bir alıcının giriş devreleriyle yapılan seçim

ÖNSEL : Turkish Turkish

hiçbir denemeye dayanmadan ve yalnız us yoluyla, °apriori

ÖNSELLİK : Turkish Turkish

önsel olma durumu

ÖNSES : Turkish Turkish

sözcük başındaki ilk ses

ÖNSES DÜŞMESİ : Turkish Turkish

sözcük başındaki bir sesin kaybolması

ÖNSEZİ : Turkish Turkish

hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, °hissikablelvuku