Multilingual Turkish Dictionary Turkish

ÖNSEZİ : Turkish Turkish

temellendirilemeyen duygu; verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özellikle gelecekle ilgili olanın önceden duyulması, doğru sayılması

ÖNSEZİLİ : Turkish Turkish

önsezisi olan

ÖNSİNDİRİM : Turkish Turkish

esini çiğnerken ağızda gerçekleşen sindirim

ÖNSOĞUTMA : Turkish Turkish

ir besin maddesini depolamadan önce hızla soğutma

ÖNSORUŞTURMA : Turkish Turkish

yapılacak soruşturmayla ilgili olarak önceden yapılan soruşturma

ÖNSÖZ : Turkish Turkish

ir yapıtın amacını, konusunu, işleniş biçimini açıklayan, kimi kez de hazırlanmasında emeği geçen kişileri belirten yazı, °mukaddime, °dibace

ÖNSÖZLEŞME : Turkish Turkish

gelecekteki bir sözleşmenin gerçekleştirilmesi amacıyla geçici olarak yapılan sözleşme, °akit vaadi

ONSUZ : Turkish Turkish

o olmaksızın

ÖNTABELA : Turkish Turkish

yoldan görülebilecek biçimde yerleştirilen, yakında belirli bir etkinliğin bulunduğunu gösteren yazı, resim

ÖNTASAR : Turkish Turkish

herhangi bir tasarın ilk biçimi

ÖNTASIM : Turkish Turkish

vargısı başka bir tasımda küçük ya da büyük önerme durumunda olan tasım

ÖNTAVLAMA : Turkish Turkish

kaynak işçiliğinde, kaynak yapılacak parçaları kaynak işleminden önce ısıtma

ÖNTEST : Turkish Turkish

denenmesi istenen şeyin önceden değerlendirilmesi, ölçülmesi

ÖNTİTREŞİM : Turkish Turkish

üyük bir depremden önce belirlenen ve merkezi aynı olan yersarsıntısı ya da deprem dizisi

ONTOGENEZ : Turkish Turkish

ireyoluş

ONTOLOJİ : Turkish Turkish

varlıkbilim

ONTOLOJİK : Turkish Turkish

varlıkbilimsel

ONTOLOJİST : Turkish Turkish

varlıkbilimci

ÖNTÜREME : Turkish Turkish

aslında sözcükte bulunmayan bir ünsüzün ya da ünlünün önseste belirmesi

ONU : Turkish Turkish

o adılının belirtme durumu

ÖNÜ ALINMAK : Turkish Turkish

önlenmek

ÖNÜ SIRA : Turkish Turkish

önünden, çok uzak olmayan bir aralıkla

ONULMAK : Turkish Turkish

(hastalık, dert) ıyileşmek, geçmek

ONULMAZ : Turkish Turkish

ıyileşmez, °şifa bulmaz

ONUN : Turkish Turkish

o adılının tamlayan durumu