Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
OYALAMAK : Turkish Turkish

vakit kazanmak için aldatmak

OYALAMAK : Turkish Turkish

eğlendirmek, hoşça vakit geçirtmek

OYALAMAK : Turkish Turkish

oya ile süslemek

OYALANDIRMAK : Turkish Turkish

oyalanmasına yol açmak, oyalanmasını sağlamak

OYALANIŞ : Turkish Turkish

oylanmak eylemi ya da biçimi

OYALANMA : Turkish Turkish

oyalanmak eylemi

OYALANMAK : Turkish Turkish

oyalamak eylemine konu olmak

OYALANMAK : Turkish Turkish

kendi kendini oyalamak

OYALANMAK : Turkish Turkish

oşuna zaman harcamak, vakit geçirmek

OYALAYICI : Turkish Turkish

vakit geçirmeye yol açan, eğlendiren, hoş vakit geçirten

OYALAYICI : Turkish Turkish

zaman yitirten

OYALAYICILIK : Turkish Turkish

oyalayıcı olma durumu

OYALI : Turkish Turkish

kenarına oya yapılmış ya da geçirilmiş

OYBİRLİĞİ : Turkish Turkish

oylamaya katılanların tümünün aynı yönde birleşmeleri

OYBİRLİĞİ İLE : Turkish Turkish

oylamaya katılanların tümü aynı yönde birleşerek

OYCULUK : Turkish Turkish

oy alabilmek için türlü yollara başvurma işi

OYDAŞ : Turkish Turkish

aynı düşüncede, aynı kanıda olan, düşündeş, °hemfikir

OYDAŞLIK : Turkish Turkish

oydaş olma durumu

OYDURMA : Turkish Turkish

oydurmak eylemi

OYDURMAK : Turkish Turkish

oymasını sağlamak

ÖYKÜ : Turkish Turkish

ayrıntılarıyla anlatılan olay: türk reform çalışmalarının her alında içine düştüğü gericilik, emperyalizm ve yoksullaşma çukurlarında debelenmenin öyküsü

ÖYKÜ : Turkish Turkish

gerçek ya da tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü, °hikâye

ÖYKÜCÜ : Turkish Turkish

öykü yazan ya da anlatan kimse, °hikâyeci

ÖYKÜCÜK : Turkish Turkish

küçük öykü

ÖYKÜCÜK : Turkish Turkish

anı niteliği olan, °anekdot